Kapımız herkese açık, çıkış işi karışık!

Başımızın tacı Avrupa Birliği, 29 Ağustos'ta Brüksel'de düzenlenecek Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'na 5 yıl aradan sonra bizi hatırladı ve davet etti. Hayra yoracak değiliz tabii...

Muhtemelen yine "Parası karşılığında biraz daha sığınmacı alır mısınız" ricasında bulunacaklar. Yoksa durduk yere neden sevgi pıtırcıkları kesilsinler ki

Tabii biz de boş durmayacağız. Hülyamızı anlatacağız. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi sürecini hatırlatacağız.

Avrupa, "Hadi, oldu olacak, az kaldı vallahi" diye gazı verecek ama biz de biliyoruz ki olmayacak.

Şaka gibi ama gerçek... Vizesiz dolaşım anlaşmasını 23 Kasım 1970'te imzaladık ama vize muafiyetine sahip olmayan tek ülke hâlâ Türkiye... Tam 54 yıl geçti üzerine...

Bir zamanlar manşetlerde, "2016 Haziran'ında Türk vatandaşları Avrupa'ya vizesiz seyahat edecek" diye haberler uçuşuyordu. Olmadı. Peki, o tarihten bu yana yüzü kızaran oldu mu O da olmadı!

Bir de şu "Avrupa Birliği, Hristiyan kulübü" tekerlemesine aldırış etmeyin. Bakın, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşları bile 2015'ten beri Avrupa'da vizesiz serbest dolaşıyorlar... Adamlar gizliden din mi değiştirler

Halimize bakınca, Türkiye net göç veren bir ülke oldu. Ülke yol geçen hanı ama vatandaşı yurt dışına çıkamıyor. Kaçak göçek yolunu arıyor.

Türkiye'den yurt dışına vize almak tam bir işkenceye dönüştü. Niye böyle oldu dersiniz Başka ülkeler kör değil, herkes farkında... İnsanlar Türkiye'den kaçma peşinde!

Hadi dürüst olalım, Türkiye'yi gerçekten önemseyen ülkeler bir elin parmaklarını geçmez. Ülkenin imajı, mülteci toplama merkezi olarak tescillenmiş durumda... Dile kolay, 13 milyon kişi sığınmacı, kaçak, mülteci bu topraklarda...

Bir yandan turist gelsin diye neredeyse tüm dünya ülkelerine vizeyi kaldırıyoruz, parasız-vizesiz giriş imkanı sunuyoruz. Yetmiyor,