Kağıt üzerinde şahlanan Türkiye!
Orta Vadeli Program'da açıklanan çelişkili hedefler ile bir mucize yaratılmak isteniyor ama nafile...Bizi bu fakirliğe iten düşünce yapısı halen yönetimde... Belli ki dayanamayıp kendi ideolojisine dönecek yine...
Peki, nasıl gelindi bu raddeye
Üst komşunun dört nala koşan çocuğu gibi faiz indirimlerine gidildikten sonra genel seçimin bitmesiyle beraber ülke yönetimine bir aydınlanma geldi. Bir anlamda mecbur kalındı.
Benim kredi kartı misali ülkenin de kredi limiti bitti... Bu kadar deney yeterli denilip faiz artırımları sürecine girildi.
Oysa denklem basitti... Normal şartlarda faizler yüksekteyken döviz durur, hatta düşer. Yüksek faizinden faydalanmak için dövizden TL'ye geçilir.
Faizden kazanacağın parayı gözden çıkartıp döviz alırken iki kere düşünürsün. Kazanç hangisindeyse paranı ona park edersin.
İyi de bu da yeterli değildir... Devlet bütçesini yamamak için harcamalarda kısıntı ve ek gelirler gerekir. Bunun anlamı vergidir.
Zira yüksek faiz veren bir ekonomi kötü yola düşmüştür ki faiz artırmıştır. Enflasyonu başa beladır... Nitekim para biriminin değer kaybetmesi olağan beklentiler doğrultusundadır. Bunun anlamı yüksek faiz aldığınız para eriyecektir.
Hah işte! Problem de burada... Kısa vadeli yatırımcılar getiri yüksekse genelde kötü ekonomik temelleri görmezden gelirler. Zarar etmeyeceklerine ikna edilirler. Nasıl olsa kısa bir süre sonra kazançlarını ceplerine koyup gidecekler.
Senin kısa vadede yüksek dövize ihtiyacın olduğuna göre ödeyeceksin maliyetini illa... İşte bu bedeli karşılığında aldığın zamanı iyi kullanamazsan başın büyük belada...
Nitekim getirilen vergilerin yapılan zamların enflasyona yellenen mangal etkisi yapacağı çok barizdir... İşte Mehmet Şimşek'in göreve geldiği 1.5 yıldan beri