Tarkan'ın seslendirdiği "Büyük Göçler" belgeselini seyretmiş miydiniz
"Göç etmek için doğdular, yaşlılar bunu defalarca yaşadı. Gençler sürüden ayrılmama gereğini biliyorlar. Büyük tehlikelere rağmen ilerliyorlar. Yollarına devam etmeliler" Öyle seksi anlatıyordu ki insanın göç edesi geliyordu.
Türkiye'de ise tam tersi... Yaşlılar oturduğu yerde, gençler ülkeden kaçma derdinde... Sürüden ayrılmazlarsa onlar için büyük tehlike... Haliyle büyük göç kadar ihtişamlı olmasa da Türkiye'den de göç yaşanıyor gelişmiş ülkelere... "Beyin göçü" diyoruz biz gidenlerin niteliklilerine...
Üniversitelerde en yüksek beyin göçü oranına sahip bölüm moleküler biyoloji ve genetik olarak gerçekleşirken, mezunların en çok göç ettiği ülke ABD oldu.
Oysa beyin göçü artık üniversiteden mezun olup da iş veya imkan bulamayan gençlerin yaptığı bir eylem olmaktan çıktı. Lise hatta ortaokul öğrencileri ülkeden kaçma hayalleri kurmaya başladı!
23 Nisan'da televizyonda, canlı yayında, sunucu, çocuğa; "Büyüyünce ne olmak istiyorsun Hayallerin neler" diye soruyor.
Çocuk; "Köln Üniversitesi okumak ve Alman vatandaşı olmak" diyor!
Tecrübeli sunucu bu cevap karşısında afallıyor. "Ahahahasss...tir" diyecekken, son anda "ahaha hayır ama"ya çeviriyor. Başkaları adına sunucu utanıyor, ben utanıyorum.
Hiç düşünmüşler mi neden 14-15 yaşlarında pırıl pırıl çocukların hayallerinde yok Türkiye
İnsanları fikirleri ve yaşam tarzları yüzünden ayrıştırıp onlara düşman olursanız, hevesleri kaçırırsınız. Kendilerine göre bu büyük bir başarı... Toplum ortadan ikiye ayrıldı!
Uygulanan ayrımcılık, kayırma sadece ekonomiyi değil, bu ülke insanların aidiyet duygusunu da bitirdi. Zira onların kafa farklı çalışıyor bu manada...
Zamanının Meclis Başkanı İsmail Kahraman diye biri vardı. O da anayasanın