Türkiye'nin boyunu aşan borcu varken varlık borcu ödemeyip varlık fonu kurup para biriktirmeye çalışması ne kadar mantıklı Haliyle bu işte ya bir terslik var ya da niyetleri farklı...

Türkiye Cumhuriyeti borçlanmalarını Hazine üzerinden yapar ve belirlenmiş limitlere uymak zorundadır. Ülkeyi yönetsen bile borçlanamazsın kafana göre...

İşte Varlık Fonu dedikleri kör borç kuyusu mevcut limitlerin ötesinde borçlanmak için kuruldu. İlk günden beri derdi buydu. TBMM ve Sayıştay denetimi dışında tutulması nedeniyle hesap verilmiyor, istediği gibi takılıyor.

Fon yönetimi dilediğince, keyfine göre borçlansın, gelecek nesillere varlık yerine borç bıraksın. Tıpkı yap-işlet-devret modeli gibi... Bugünü kurtarmak varken yarınları mı düşünecek sanki

Varlık Fonu 2016 yılında kuruldu. Başına Mehmet Bostan getirildi. Dakika bir, gol bir: Varlık Fonu dolandırıldı!

Mehmet Bostan, Varlık Fonu'na sözde 25 milyar dolarlık bir fon sağlama anlaşması yaptı. Bu iş için 25 milyon dolarlık komisyon ödendi. Parayı örtülü ödenekten zamanın başbakanı Binali Yıldırım yolladı.

Bırak 25 milyar doları, 25 dirhem gelmedi tabii... Ödenen 25 milyon dolar da hacca gitti. Kim bilir Fon'da daha neler döndü, kimler nasıl ne kadar yedi Bilemiyoruz ki!

Varlık Fonu'na 7 farklı sektörden 31 şirket, 2 lisans ve taşınmazlardan oluşan Türkiye'nin en değerli şirketleri, kupon arsaları, otelleri devredildi. Hatta at yarışı düzenleme ve bahis toplama yetkisi dahi... Yetmedi Türkiye'nin en büyük altın madenleri de Varlık Fonu'nun kontrolüne geçti.

Şirketlerin çoğu tel tel dökülüyorlar o günden beri... Kârlı olanlar bile yıllardır zarara girdi.

Türkiye'nin fonu büyütebilecek ne döviz fazlası var ne de birikimi... Kimse babasının hayrına borç vermez. Oysa harcayabilmek için para bulması gerekiyor. Haliyle insan "varlık bu işin neresinde" diye merak ediyor.

Bu yılın ilk aylarında gerçekleştirdiği