Amerikayı da altın madeni yaktı!

Rusya, 1867 yılında Alaska'yı 7.2 milyon dolara ABD'ye sattı. Takvimler 1890'lı yılları göstermeye başladığında Amerika'da artık keşfedilecek bir yer kalmamıştı. Alaska dışında!

Kar ve buz kaplı Alaska kimsenin ilgisini çekmiyordu başlangıçta... İki kafadar George ve Jim söylentilerin peşinden Bonanza-Alaska'ya doğru yola çıktılar.

Sert hava koşulları, imkansızlıklar derken yılmadılar. Ağustos 1896'da ilk altınlarını buldular. Haberler çok hızlı yayıldı ancak daha önce çoğu boş çıktığı için fazla kulak asan olmadı.

Ta ki 17 Temmuz 1897'de Portland isimli gemi Seattle Limanı'na vardığında işler değişti. Geminin Alaska'da bulunan bir tondan fazla altını taşıdığı anlaşıldığında "altına hücum" başladı!

İlk etapta sayıları 100 binden fazla insan zengin olma umuduyla yola çıktı. Bunların 60 bini soğuktan, hastalıktan, açlıktan yollarda öldü.

Alaska'ya altın için gidenlerden biri de 1885'de, 16 yaşındayken Amerika'ya göç eden Alman Friedrich'ti... Berber olarak çalışıyor, cep büyüklüğünde göçmen dairesinde ablası ve kocasıyla birlikte kalıyordu.

Şansını denemek istedi. Önce restoran işine girdi. Biraz para biriktirip 1898 Mart'ında bir gemiye bindi. Alaska'ya gitti.

Herkes altın ararken Friedrich kendine Levin adında bir ortak bulup keresteden yapılmış iki katlı bir binada otel açtı. İşleri oldukça iyiydi.

Kolay ulaşılabilen altın bitip, insanlar bir sonraki maden sahasına gitmeye başlayınca otellerini söküp bir tekneye yükleyerek, yeni gelişen kasabada yeniden inşa ettiler.

On binlerce kişi zengin olmak için altın madeni ararken, Friedrich ve Levin'in altın aramaya gelenler için işlettiği otel, altın madeni gibi çalışıyor, adeta para basıyordu.