Sosyal medyada yaşayanlar

İletişim bir ihtiyaç evet. Bu çağda sosyal medya da öyle. Buna sözüm yok. Olamaz da zaten. Ancak bir kesim var ki, onlarınki sosyal medya üzerinden iletişim kurmak değil. Bahsedeceğim insanlar sosyal medyada yaşıyorlar. Günlük yaşamlarını, yaptıklarını, yiyip içtiklerini, gezip gördüklerini, hatta özel yaşamlarını sürekli sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar. Kimi sadece 15-20 kişilik takipçi gruplarıyla, kimi milyonlarla. Fenomen ya da ünlüler tamam. Onların geçim kaynağı artık bu iş. İşleri bu. Profesyonelleşmiş bu grubun durumu ayrı. Ama bir de sadece aile ve tanıdığı az sayıda insan tarafından takip edilen, sıradan insanlar var; neredeyse attığı her adımı sosyal medya hesabından paylaşan, adeta bunun için yaşayan. Onların ruh hâlini, motivasyonunu anlamaya çalışıyorum. İşte bahsettiğim bu gruptakilerin durumunun ardında yatan nedenleri uzmanlarına sordum ve ortaya şöyle bir özet çıktı.

Haberin Devamı

ONAY GÖRME, BEĞENİLME ARZUSU

İnsanların günlük yaşamlarını bu kadar detaylı bir şekilde sosyal medyada paylaşma ihtiyacı duymalarının geri planındaki nedenlerden biri; onay ve kabul görmeyle beğenilme arayışı. Paylaşımlara gelen beğeni ve yorumlar, aranan o sosyal onayı oluşturuyor. Beyin 'dopamin' salgılıyor ve o insan bu yolla kabul gördüğünü, kıymetli olduğunu hissediyor. Sadece bu şekilde var olduğuna inanıyor maalesef. Bir süre sonra da ortaya bir çeşit bağımlılık çıkıyor. Bir dijital bağımlılık döngüsü... Ne kadar çok paylaşım, o kadar çok beğeni ve yorum, yani o kadar çok onay ve değer görme.

İSTEDİĞİ KİŞİ OLABİLMEK

Bu bilimsel izahatın yanında, sosyal medyanın insanlara sunduğu; istedikleri kimliği inşa etme ve dış dünyaya kendilerini o şekilde gösterme imkanı da var. Üstelik artık görsel olarak bile... Bu olanak özellikle ergenler ve gençlerin kimlik arayışının önemli bir parçasına dönüşüyor zamanla. Tabii ciddi, riskli, hatta tehlikeli yanılsamalarla birlikte. Kendileri açısından fiziken ulaşılabilir olmayan insanlar ve sosyal sınıflarla bağlantı kurma, onlarla bir iletişim hatta aidiyet bağı oluşturma arzusu da motivasyonun önemli unsurlarından. Gerçek hayatta dokunamayacakları insanlarla eşitlenme hissi ve DM (Doğrudan Mesaj) yoluyla o kişilere, istediğinde hakaret ya da küfür bile edebilme gücünün yarattığı psikolojik tatmini de unutmamak gerekiyor.