Siz de sıkılmadınız mı
Borsa İstanbul'un, her gün başka bir gerekçe ya da bahane ile küçük yatırımcıya kaybettirmesinden.
Çok bilmiş sonradan görmelerden.
Spor medyasının her transfer döneminde, dünyadaki neredeyse tüm futbolcuların adını üç büyüklere gelecek oyuncular listesi olarak yayınlamasından. Bunu yaparken, bir şekilde bazı menajerlerin portföylerindeki futbolculara ayrı, özel haberler yapmalarından.
Makam, mevki, koltuk yani ikbal uğruna bambaşka birine dönüşenlerden.
Trafikte, ilerideki yol ayrımından sağa dönecek yüzlerce araç en sağ şeritte sırasını beklerken, soldan devam edip ileride herkesin önüne geçerek aracının burnunu sağa sokan uyanıklardan.
Tuvaletlerinin aydınlatma sensörlerini üç saniyeye ayarlayıp içerideki kişiyi klozet önü ya da üstünde, aletsiz jimnastik yapmak zorunda bırakan mekanlardan. Aynı şekilde musluk veveya sıvı sabun sensörü bir saniyeye ayarlı olan ve kullanana lavaboda su oyunları oynatan; üstüne "zzzzttt" sesinin ardından çıkan kağıt havlunun sadece üç parmağınızı kurulamaya yetecek boyutta olduğu, 'tasarrufta dünya markası'(!) işletmelerden.
Kendisi kimseye anlayış göstermeyip herkesten ona karşı anlayışlı olmasını bekleyenlerden.
Her zaman, her yerde, her konuda, her şeyden sadece yakınan, sürekli şikayet edenlerden.
Hayat pahalılığından.
Eşitlik, özgürlük ve adalet kavramlarına bir türlü tam olarak güven duyamamaktan.
Karşılaştığı her durumu abartılı tepkilerle, çok büyük yaşayanlardan.
Dörtlülerini (flaşör) yaktığında aracını istediği her yere park edebileceğini düşünenlerden.
Her cümleye "Ben" diye başlayıp hiç susmayacakmışçasına konuşanlardan.