Ölüm

Hafta sonu yine vedalarla geçti. Önce, cuma akşamı Rauf Ağabey'i kaybettiğimiz haberi geldi. Gazetemizin yazarı Rauf Tamer vefat etmişti. Cumartesi de art arda iki meslektaş, iki arkadaşımızı yitirdik. Diplomasi muhabiri Burak Bekdil ve Ankara'nın tecrübeli siyaset muhabirlerinden Bilal Yakınbaş'ı. Çok erken iki kayıp daha

strong class"read-more-detail"Haberin Devamı

RAUF AĞABEY

Babam sayesinde tanımıştım Rauf Tamer'i. Daha 10'lu yaşlarımdaydım. Babam okur, okumakla kalmaz gıyabında çok severdi Rauf Tamer'i. Beşiktaşlılık ortak paydası önemli bir faktördü tabii ama on yıllar boyu hep düzenli okuduk biz Rauf Tamer'i. Beşiktaş'a dair yazdıkları ayrı bir kazınırdı zihnime. Seneler sonra, o duayen isimle aynı gazetede yazı yazma mutluluğunu getirdi hayat bana. POSTA'ya başladığım gün köşesinde benden bahsetmesi gururumu okşamış, aynı zamanda omuzlarıma ekstra bir sorumluluk yüklemişti. İstanbul beyefendisiydi. Şık, özenli, bilge Saman kağıda, kurşun kalemle yazdığını gördüm günlük yazılarını. Oğlu, sevgili arkadaşım Emir ile Beşiktaş yönetiminde birlikte çalıştığımız dönem çok konuşurduk Rauf Ağabey ile. Beşiktaşımızın menfaatleri doğrultusunda neyi daha iyi, nasıl yapabiliriz diye çok kafa yorduk. Cuma akşamı başsağlığı dilediğimde Emir'in verdiği "Seni çok severdi" cevabı öyle kıymetli ki benim için. Müthiş bir iş disiplini ve hafızası vardı. Unutmazdı Rauf Tamer. Ben de onu unutmayacağım. Nurlar içinde yat Rauf Ağabey.

strong class"read-more-detail"Haberin Devamı

BİZİM ÇOCUKLAR

Ve cumartesi Önce diplomasi muhabiri arkadaşımızı Burak Bekdil'in vefat haberiyle şoke olduk. Sıradan bir dirsek ameliyatının ertesi günü hastane yatağında hayatını kaybetmiş Burak. Daha iki hafta önce karşılaşmıştık İngiltere Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonda. Eski günleri, Ankara Laterna gecelerini anmış, yine Cunda'da buluşma planları yapmıştık. Burak'ın acı haberinden sadece bir-iki saat sonra çalan telefondaki ses, bu defa da "Bilal'i kaybettik" dedi. "Yakınbaş mı" diyebildim sadece. İnanamadım