Karşı kıyıda başka evde başka

Cuma günü çevre kirliliğinde bir dünya markası olduğumuzu yazdım ya... (https://www.posta.com.tr/ yazarlar/murat-celik/pisligimizecare- bulamayacak-miyiz-2896883) Bu mevzuyla ilgili bir örnek vereyim size. Birkaç hafta önce şahit olduğum bir olay. Çok ilginç gerçekten...

Bir haftalık tatil için Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adalarından Samos'taydık (Sisam). İlk kez gittim Samos'a. Nefis bir ada. Bakir doğası, yavaş akan günlük yaşamı, sadeliğiyle tam bir huzur adası. Bal, önemli üretim kalemlerinden Samos'un. Yaygın arıcılık sebebiyle, adanın bütününde tarımsal faaliyetlerde kimyasal ilaç kullanılmadığını öğrendik. Adalılar bu bilgiyi daha ilk dakikadan ve gururla ilan ediyorlar. Samos'a iner inmez, limanda, üzerinde bu notun yer aldığı bir tabela var.

Haberin Devamı

Matematikteki -adıyla anılan- Pisagor Teoreminin sahibi, dünyaca ünlü Yunan düşünür ve matematikçi Pisagor'un doğduğu yer olan ada yemyeşil ve tertemiz. Deniz de, orman da, köyler de, yol kenarları da tertemiz. Samos'taki turistlerin yüzde 80'i, belki daha fazlası biz Türklerdik. Böyle olunca ister istemez şunu düşündüm: Kendi ülkemizde denizi, ormanı, köyleri, şehirleri, yolları kirleten biz olduğumuza göre; tatile geldiğimiz bu adalar nasıl bu kadar temiz kalabiliyor Sokaklarda sigara izmariti görmüyorsunuz. Yol kenarları da bizdeki gibi değil. Pet ya da cam şişeler yok. Alüminyum içecek kutuları yok. Naylon poşetler, kirli bebek bezleri yok. Bu nasıl oluyor diye konuştuk hep Samos'ta. Sorumuzun cevabını, yazının başında bahsettiğim olaya şahitlik edince, canlı, uygulamalı örneğiyle aldık.

Samos'a Kuşadası'ndan feribotla geçtik. Aynı şekilde de döndük. Dönüşte Vathi Limanı'nda feribot için sırada beklerken, bir şey dikkatimi çekti. Kuyruktaki hemen herkes Türktü. Sigara içenler, izmaritlerini gidip 20-30 metre uzaktaki çöp kutusuna atıp dönüyorlardı. Keza yedikleri paketli gıdanın ambalajını yine aynı mesafedeki çöpe atıp geldi herkes. Kuyrukta çok sigara içen bir adam vardı. Her izmarit için çöpe gidip gelince, 10-15 dakika sonra arkadaş grubundan biri "Abi bugünkü sabah sporunu burada yapmış oldun" diye espriyi patlattı. Sadece gruptakiler değil, çevrede bulunan bizler de güldük. Neyse... Feribot saati geldi. Bindik. Bir saat sonra Kuşadası'nda indik. Pasaport ve gümrük kontrollerinden geçip caddeye çıktık. Baktım aynı grup...