Hayatı bu kadar zorlaştıran kim
Hayatımızı zorlaştıran ne kadar çok alışkanlığımız var, farkında mısınız Çoğunun idrakinde bile değiliz çünkü artık 'normalimiz' oldu bu bakış açıları ve alışanlıklar. Neredeyse toplumsal geleneğe dönüştü. Genetik kodlarımızı belirleme yolunda ilerliyor. Üstelik günlük yaşamımızın her alanında... Aile hayatımızda da böyle, iş ortamımızda ve sosyal yaşantımızda da.
Küçük ve önemsiz gibi görünenler de var, büyük ve yaşam kalitemizi ciddi şekilde etkileyenler de. Fakat hepsi yorucu, yıpratıcı. Sıradanlaştırdığımız, "Ben böyleyim, ne yapayım" kolaycılığıyla normalleştirdiğimiz, hatta kendimizi haklı gördüğümüz huylarımız...
Haberin DevamıLİSTE UZUN
Mesela sürekli negatif düşünmek... Karşılaştığımız her durumda olumsuz bir yan aramak, geleceğe dair karamsar senaryolar üretmek. Bardağın hep boş kısmını görmek.
Mesela mükemmeliyetçilik... Her şeyin kusursuz olmasını beklemek, bu gerçekleşmeyince de hayal kırıklığı yaşamak ve bu durumun sorumluluğunu hep başkalarında aramak. k Mesela kendini sürekli başkalarıyla kıyaslamak... Başkalarının başarılarına, imkânlarına, sahip olduklarına odaklanıp kendi değerini yok saymak ya da en azından küçümsemek.
Mesela anı yaşamamak... Sürekli geçmişe takılı kalmak veya geleceğe aşırı odaklanmak. Anı kaçırmak ve mevcut durumdan keyif alamamak.
Mesela sürekli endişelenecek bir şeyler bulmak... Kontrolümüz dışındaki şeylere dair gereğinden fazla kaygılanmak.
Mesela hep eleştirmek, hatta suçlamak... Hatalardan ders çıkarıp öz eleştiri yapmak yerine sürekli başkalarını tenkit etmek, suçlu aramak. Ve bu noktada hiç empati yapmamak.
Dedim ya, liste uzun. Zihinsel 'zehirli alışkanlıklar'ımızın sonucu mudur bilmem ama hayatımızı kendi elimizle zorlaştırdığımız davranışsal alışkanlıklarımız da var. k Yapmamız gerekenleri sürekli ertelemek gibi. k Bize zaman kaybettiren düzensizlik, dağınıklık ve bu yüzden sürekli bir şeyleri kaybetmek gibi.