28 Şubat davasında haklarında bozma kararı verilen 16 sanık Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanıyor. Dönemin Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olan ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de tanık olarak dinlendi.
Duruşmada 28 Şubat'ta yaşananların darbe girişimi olmadığını savunan Zeybek "Sincan'dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş" ifadelerini kullandı.
Ağzımız açık bir şekilde dinledik Sayın Zeybek'i
Refah Yol hükümetinde Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğü yapmış, Doğru Yol Partisi adına o süreçte basın toplantıları düzenlemiş birisi çıkıp kürsüye, "Yeminime sadık kalarak söylüyorum o dönemde herhangi bir şekilde darbe söz konusu değildi, ne klasik bir darbe, ne de postmodern darbe.." dedi.
"Toplum gerilmiş", bu gerginlikte MGK'ya da yansımış, sonra el birliği ile "e ne yapalım bari mütedeyyin kesimin canını okuyalım ki azgın azınlık gerilmesi" demişler..
"Darbe zorlamayla olur; ancak benim kanaatimce asla bir darbe girişimi söz konusu değildir.
Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir" ifadesini kullanıyor "yeminine sadık" Namık bey!..
Peki bu tankları hangi maksatla yürüttü, "hükümete baskı yapmak istemeyen zevat" denildiğinde daha bir gülesi geliyormuş Namık beyin..
Şöyle anlatıyor o hadiseyi, "Sincan'dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş. O gün tankların Sincan'dan yürümesi ile 4 ay sonra hükümetin düşmesinin arasında bir bağlantı olduğu iddiası oldukça gülünç. Ben sanıkları tanımam. O dönemin şartlarında bir darbe düşüncesi olsaydı bu yapılırdı ve kimse de bunu önleyemezdi" iddiasında..
O dönem, soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan birçok asker, tankların Sincan'da yürütülmesiyle ilgili neler neler anlatıyor..
Dosyanın tamamı bende var..
2013'ün Şubat ayı..
28 Şubat soruşturması kapsamında eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu gözaltına alındı.
Tam da Namık beyin gülünç bulup, normal bir geçiş dediği Sincan'da tankların yürütülme hadisesiyle ilgili sorguya alındı..
Ceylanoğlu, Sincan'da tankların yürütülmesi emrini verenlerin ismini açıkladı.
Tankların yürütüldüğünü medyadan öğrenince öğle saatlerinde iznine ara verdiğini belirten Ceylanoğlu şunları söylüyor: "Saat 13.30'da iznimi bitirerek, birliğe döndüm. Saat 14.00'de Akıncılar Bölgesi'ne gittim. Benim yerime tank Albay Şadi Öner vekâleten bakıyordu. Belgelerde de belirtildiği üzere, 3 Şubat 1997 akşamı saat 19.45'te Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga ve saat 20.00'de EDOK Komutanı İzzetttin İyigün'ün şifai emirleriyle kırmızı taburun Akıncılar GSP (Genel Savunma Planı) Bölgesi'ne hareket emrinin verildiğini, benim yerime bakan Şadi Öner'den öğrendim. Sonra da izinden dönerek göreve başladım. 14.00'de Akıncılar Bölgesi'ne gittim. Yol güzergâhının şehir merkezi olması emrini Aktulga cep telefonu ile verdi. Telefonla verilen emir üzerine, 15.30'da kırmızı tabur, Akıncılar'dan kışlaya dönüşe başladı. Birlikler aynı güzergâhtan 17.00'de kışlaya döndü."
Kim vermiş emri
"Cep telefonuyla Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga"
Bu ismi unutmasın Namık bey, birazdan hatırlayacak!..
Hatta Namık beyin kendisi darbecileri ifşa edecek!
Dönelim tekrar Erdal Ceylanoğlu'nun ifadesine..
Tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemede hakim sordu Erdal Ceylanoğlu'na..
"Zırhlı birlikler komutanlığı tankları istediği zaman şehir merkezinde yürütebilir mi"
Ceylanoğlu, "Zırhlı birlikler, istedikleri zaman şehir merkezinde veya birlik dışında tankları veya başka zırhlı araçları yürütemezler, bunun için belli bir prosedür izni olması gerekir" şeklinde konuşuyor!
Ceylanoğlu, "Zırhlı birliklerde planlı tatbikatlara kimlerin onayıyla karar verilir" sorusunu şöyle cevaplıyor: "Kara Kuvvetleri'nde 2 yıl önce alınan teklifler değerlendirilir ve ona göre eğitim planları yapılır. Genelkurmay Başkanı, EDOK Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın hiyerarşik yapısı dâhilinde bize resmi tatbikat emri gelir."