"Hain içeride ise kapı kilit tutmaz"

Başkan Erdoğan'ın, dünyayı esir alan Siyonist çeteye karşı Davos'taki tarihi one minute çıkışı sonrası başlayan..

Gezi kalkışması, 17-25 Aralık kirli kumpası, 15 Temmuz darbesiyle gelişen..

Dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın "güçlü dolarımızla sizi ezeceğiz" şeklindeki itirafıyla iyice ayyuka çıkan..

Türkiye Cumhuriyetinin meşru hükümeti ve halkın oylarıyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik kirli operasyonlara her bir yenisi ekleniyor.

Bu operasyonunlar dizisinin organizatörünü biliyoruz..

Piramidin tepesindeki herkesi ve her şeyi gördüğünü öne süren göz..

Küresel sermaye.. Üst akıl..

Ne derseniz deyin..

Asıl adıyla Siyonist çete!..

Türkiye bu örgütlü yapıyla ölümüne mücadele ediyor..

Başkan Erdoğan dünyadaki güç dengelerini dâhiyane bir şekilde gözeterek, ülkemizi sarıp boğmak isteyen Siyonizm'e karşı geniş bir manevra alanı oluşturuyor.

Birçok masa ve hepsinin başında zinde bir şekilde hamle yapan satranç oyuncuları var..

Ve Erdoğan tek başına!..

Hepsine karşı oyun geliştiriyor.

Bugüne kadar ne merhum Adnan Menderes, ne milletin evladı Turgut Özal, ne de cennet mekan Necmettin Erbakan

Böylesine büyük bir cepheye karşı, bu kadar uzun süre ve bu yoğunlukta bir savaş yürütmedi.

Dışarıdaki yılanla mücadele başarılı şekilde sürüyor. Sorun içeride!..

O çetenin gönüllü ya da paralı maşalığını yapan içerde çok renkli ve geniş bir ittifak var.

Onların başında da kökü Pensilvanya'ya kaçmış bir orkestra şefi..

Bir kısmı istikbal vaadiyle devşirilmiş..

Bazısı F serisi 1 dolarla robotlaştırılmış..

Kimisi küstürülüp o cepheye katılmaya zorlanmış..

Maalesef istikametini sorgulayacak algıları kör edilmiş..

Bulunduğu yerin atmosferinin zehir bileşenleri yüzünden halüsinasyonlar gören bazı kardeşlerimiz de var.

Allah onlara hidayet versin, diğerleri için aynı duayı söyleyemeyeceğim.

Onlar ne yaptıklarının farkındalar..

Kime hizmet ettiklerinin bilincindeler..

Medya ağlarına bakın..

Muhalefet anlayışlarının iz düşümlerine bakın..

Fark edeceksiniz..

Nasıl hareket ettiklerini göreceksiniz..

Hastalıklı bir zihinleri var..

Mesela

Fırsatçılar patatesi soğanı 30 liraya tırmandırınca, "fiyatlar uçtu vatandaş kuru soğana muhtaç oldu" haberi yapıp, halktan yanaymış gibi bir algı yapıyorlar.

Bu artış suni, 5 liralık ürün nasıl olur da 1 ayda 30 liraya çıkar dediğimizde..

"Senin gübre fiyatından haberin var mı, mazot uçmuş, 30 tl az bile soğana" deyip fırsatçının safına geçiyorlar.

Stokçunun deposu basılır..

Soğan çuvalları dere yataklarında bulunur..

Marketlere alışsatış fiyatını etikete yazma zorunluluğu getirilir..

Sebze halinde denetim başlayınca öfkeden deliye dönüyorlar..

"Tüccara, esnafa baskı yapılıyor. Nerede serbest ekonomi kuralları" çığlıkları atıp, piyasa sırtlanlarına kalkan olurlar..

Hasımlarımız bunlar..

Gazete arşivlerine bakarsanız mevsimsel olarak nasıl manevralar yaptıklarını açıkça görebilirsiniz..

Kimi zaman mafyanın sözcüsü oluyorlar..

Ancak işlerine gelmeyince "hükümet mafyayla iş tutuyor" diyorlar.

2. Dünya savaşı sonrası karargahını İngiltere'den Amerika'ya taşıyan..

6 büyük para kasasından 4'ünü Londra'dan, New York'a nakleden..