Günaydın Balbay

Sözcü ve Cumhuriyet gazetesi yazarları Mustafa Balbay ile Saygı Öztürk'ü tebrik etmek lazım!..

Evladı, PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırılan Hacire Ananın 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde yaktığı ateşi geç de olsa görmüşler.

CHP'nin ittifak yaptığı HDP'li vekillerin vicdansız sırıtmaları ve hakaretlerine, örgütün şehir yapılanmasının tehdit ve şantajlarına rağmen karda kışta, yazın 40 dereceyi aşan Diyarbakır sıcağında direnen annelerin varlığını fark etmeleri 1578 gün sürdü.

Günaydın da denilebilir..

Tabi onlar da "malum Türkiye gündemi yoğun" diyebilirler..

Aslında haklılar da bir açıdan..

Her gün yeni bir vakayla uğraşıyorlar..

"Kışlada koğuş basıp silah arkadaşlarını döven", bir de yetmezmiş gibi kılıçla kesme planları yaptığı iddia edilen "dayakçı teğmen"leri aklamak için gösterdikleri yoğun gayretin gerisinde kalıyor tabi bu tür hadiseler.

Ya da..

"Ne yapalım HDP'yi mi küstürelim" diyebilirler.

Veya..

"Saadet sağ olsun CHP'nin İslami mevzulardaki skandalları karşısında ağzını açmıyor ama HDP azıcık PKK'ya yüklenildiğinde 'kendi adayımızı çıkartırız' diyerek tehdit ediyor" şeklinde bir gerekçe de sunabilirler.

Hepsine "Ay em okey"

Şahsen ben ikna olurum!..

"Ay em okey" demişken, Ekrem İmamoğlu'nu da unutmasın Mustafa Balbay.

CHP Eş Başkanına hatırlatsın Diyarbakır Annelerini..

Ekrem Bey defalarca Diyarbakır'a uçtu.

Nikah törenine gitti..

Sanatsal etkinlikler için gitti..

Ona gitti, buna gitti ama Diyarbakır Annelerine hiç gitmedi.

Habersiz değilse eğer Diyarbakır Annelerinden..

Gitmemesinin perde arkasında başka bir şey mi var

Onun da HDP'ye ilişkin bazı kaygıları mı var

Muhasebe servisi çalışıyor..

Sesli düşününce ortaya bir sürü şey dökülüyor.

"Malum CHP'nin oyları tek başına yeterli değil, İP'i karıştırmak lazım, HPD'yi küstürmemek gerekli, Saadet'e emek sarf etmeye gereke yok onlar çantada keklik ne de olsa"

Falan filan..

Özgür Özel zaten gidemez..

Mustafa Kemal'e "Mısto" diyen HDP'li ablanın elini öptükten sonra, Diyarbakır Annelerine selam dahi veremez.

Cumhuriyet ve Sözcü dışında başka gazete okumayan, Halk TV haricinde başka kanal izlemeyen eğitimli, çağdaş, algıları ultra-mega açık kitle için güzel gelişmeler bunlar.

Balbay ve Saygı Öztürk sayesinde her iki gazetenin de 4 yılı aşkın bir süredir uyguladığı sansür delindi.

İlk defa kitlelerine "Diyarbakır Anneleri" diye bir olguyu tanıtmış oldular.

Çağdaş kitle sorgular!..

Arama motorunda taratıp, o annelerin "yandaş medya"da çıkan sayısız haberine erişir.

O annelerin çocuklarının nasıl kaçırıldığına ilişkin ifadeleri okurlar..

"Barış, adalet, demokrasi, kardeşlik" diyen ittifak ortakları HDP'nin arka kapısından dağa uzanan korkunç gerçekleri görürler.

Ortaçağ'daki kilise baskısından kurtulmuş bilim insanları gibi aydınlanma yaşarlar..

Her şeye rağmen güzel gelişmeler bunlar.

Aslında Diyarbakır kitap fuarına katılmak için gitseler de..

Oradayken "şöyle bir uğrayalım" deseler de..