"Yargı baskısı" değil "mal paylaşımı" kavgası
MURAT ALAN
2023 seçimleri öncesinde 5 benzemezin bir masa etrafında toplanıp, ittifak kurmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ilginç bir tespitte bulunmuş, "bunlar yıkım ekibi.. Mal paylaşımı yapmak üzerine bir ittifak kurmuşlar" şeklinde açıklamalar yapmıştı.
Yıkım ekibi Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamadı ama hemen peşinden gerçekleşen yerel seçimleri "mal paylaşımı" ilkesi çerçevesinde birçok yerde kazandılar.
Ve o mal paylaşımında gasp edilenler adil şekilde bölüşülmeyince kavga çıktı.
Son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyelerinde arka arkaya patlak veren yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlük soruşturmaları, muhalefet tarafından "siyasi baskı" olarak yorumlanıyor. CHP yönetimi, belediyelere yapılan operasyonları "yargı eliyle susturma girişimi" olarak lanse etse de gerçek bambaşka. Bu soruşturmaların büyük bir bölümü, bizzat CHP içinden gelen ihbarlarla başladığı ortaya çıktı.
Hadi örnekleriyle CHP ve medyasının tezlerini çürütelim..
CHP içinde mal paylaşımı kavgasının en bariz örneklerinden biri, 4-5 Kasım 2023'teki CHP kurultayı sürecinde yaşandı. Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu'nun devrilmesi için ciddi bir ekonomik güç kullanıldığı öne sürüldü. İzmir delegesi Hatip Karasalan, kurultayda delegelerin parayla satın alındığını iddia ederek dava açtı.
Savcılığa ifade veren CHP üyesi Tolgahan Erdoğan, kurultay öncesinde İBB'ye ait Emirgan Beyaz Köşk'te delegelere para dağıtıldığını, bir üyenin KİPTAŞ'tan daire talep ettiğini söyledi. Erdoğan, CHP'yi dizayn etmek için yaklaşık 250 milyon dolar harcandığını iddia etti. Ayrıca, İstanbul Laleli'den Ankara'ya 50 milyon liranın çantalarla taşındığını, naylon konserlerle delegelere finans sağlandığını öne sürdü.
Kurultayda İstanbul İl Başkanlığı seçimini kaybeden Cemal Canpolat da delegelerin İBB yönetimi tarafından satın alındığını savundu. CHP'li eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise kurultayın iptali için mahkemeye başvurdu.
Şimdi bu isimlerin hangisi AK Partili Olayın AK Parti Hükümeti ile ilgisi ne
CHP'li belediye başkanlarına yönelik soruşturmaların büyük bir kısmının bizzat partililerin şikayeti ya da tanıklığıyla başlatıldı.
Beykoz Belediyesi: CHP'li Belediye Başkanı Alaattin Köseler ve Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş dahil 13 kişi ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla tutuklandı. CHP'ye yakın gazeteci Levent Gültekin, operasyonun CHP içindeki dört ismin "Başkan hırsızlık yapıyor" diyerek şikâyetçi olmasıyla başladığını söyledi.
Beşiktaş Belediyesi: Yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve görevden uzaklaştırılan CHP'li Belediye Başkanı Rıza Akpolat hakkındaki iddiaların, CHP Kadın Kolları başkan adayı Linda Gözde Karasu tarafından parti içinde dile getirildiği öğrenildi.
Ataşehir ve Sarıyer Belediyeleri: Belediyeler üzerinden DHKP-C'ye finans sağlandığı iddiasıyla 32 kişi gözaltına alındı. Eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'in de şüpheliler arasında olduğu soruşturmada, CHP'li belediyelerin terör örgütüne yakın firmalara usulsüz ihaleler verdiği iddia edildi. Bu soruşturmanın da şikâyetçileri yine CHP teşkilatından isimler oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yakın çevresindeki bazı isimlerin mal varlıkları inceleniyor. İYİ Parti'nin eski Genel Başkanı Meral Akşener, İmamoğlu'nun danışmanı İbrahim Özkan'ın hızla artan mal varlığı sebebiyle MASAK'a resmi şikâyette bulundu. Akşener'in avukatı aracılığıyla sunduğu dilekçede, Özkan ve ailesinin banka hesaplarının ve mali işlemlerinin incelenmesi istendi.
Ya da İmamoğlu'nun diplomasına ilişkin soruşturma
Usulsüz diploma konusunda da en kapsamlı şikâyet, CHP'den ihraç edilen Muharrem İnce'nin kurduğu Memleket Partisi'nin eski üyesi Ozan Özcan tarafından yapıldı. Özcan, İmamoğlu'nun Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişinde usulsüzlük olduğu iddiasıyla 20 Şubat 2024'te savcılığa başvurdu.