Önceki gün Ankara'da tatlı bir telaş vardı..
AK Parti'nin kuruluşunun 23. yılı kutlandı.
Vesayetle çarpışa çarpışa..
Yasakçılar ve yasaklarla savaşarak geçen 23 yıl!..
Kapatma davası..
Türk demokrasi tarihine e-muhtıra olarak geçen gece yarısı bildirisi..
MİT Müsteşarına yönelik operasyon..
17-25 Aralık yargı odaklı darbe girişimi..
Gezi kalkışması..
MİT TIR'ları ihaneti..
15 Temmuz darbesi ve daha niceleri..
Hepsinde tek amaç Başkan Erdoğan'ı devirmekti..
Allah'a şükür tamamı millet düşmanları aleyhine sonuçlandı ama hepsinde vakit kaybettirdiler bu ülkeye.
Büyük hedeflere yürürken tökezlememize sebep oldular.
3 tane ağacın taşınmasını bahane edip, Başbakanlık Çalışma Ofisinin işgaline varacak korkunç provokasyonları unutmadık!.
Gezi kalkışması başladığında bu ülkede dolar 1.7 TL'ydi.
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, Mayıs 2013'te gördüğü en yüksek seviye rekorunu 93.398,33 puana taşımış, Gezi olayları sonrasında ise hızlı bir düşüş trendine girmişti.
Endeksin mayıs ayının sonunda başladığı düşüşü aralıklı olarak 3 ay devam ederken, bu dönemde hisselerin fiyatı ortalama yüzde 30 değer kaybetti.
Kayıplar dolar bazında ise yüzde 40'a yaklaşırken, Gezi olayları ile başlayan ve 3 ay süren dönemde halka açık şirketlerin toplam piyasa değeri 163 milyar lira gerileyerek 480 milyar liraya indi.
Gezi olayları öncesinde 1.70-1.80 bandında hareket eden dolarTL, 2.39'a kadar devam eden bir ralli sürecine girdi.
Faiz artışının ilk kıvılcımı da bu süreçte ateşlendi..
TCMB, Ocak 2014'te 550 baz puanlık faiz artırımına giderek doları kontrol altına almak istedi.
Hatırlayın Mayıs 2013'te tahvil faizleri yüzde 4.61 ile tarihinin en düşük seviyelerine gerilemişti.
Yabancıların korkup Türk piyasasından çıkmasıyla 3 ayda yüzde 9.25 ile yaklaşık iki katına yükseldi.
Bakın 17-25 Aralık'la yargı ve emniyet bürokrasisinde sebep oldukları tahribattan bahsetmiyorum bile..
ABD merkezli Siyonist yapının derdi belli, Türkiye'nin ilerleyişini durdurmak!..
Onları anlıyorum, yaptıklarını ahlaki bulmasam da bir mantık dahilinde kabul edilebilir buluyorum!
Ben de dünyanın başına bela olan ve ülkelerin kaynaklarını istismar eden bir devleti yönetsem, insanlığa umut vaad eden Türkiye gibi bir ülkenin ilerleyişine engel olmak isterim her halde.
Onlar eşyanın tabiatına uygun davranıyor!..
Sorunumuz daha vahim..
Sırf iktidar olabilmek adına, bu milletin kutlu davasını sabote etmeye çalışan içerideki ahmakları anlayamıyorum.
Gönüllü köleliklerini, ev zenciliğine olan düşkünlüklerini, tasmayı tutan eli bu kadar benimsemelerini kabul edemiyorum.
Dışarıdaki düşman ortada. Ve bir şekilde mücadele ediyorsunuz ama içerideki düşmanla mücadele çok zor!..
Pirinç çuvalındaki siyah taşı bulmak kolay da beyazını bulmak mesele!..
23 yılda başardıkları tek şey, nefretten beslenen bir kitle üretmek..
Ve o kitleyi illegaliteye sevk etmek.
Erdoğan düşmanlığı tek vaatleri ve en büyük projeleri.