İnönü'nün bitmeyen koltuk sevdası ve Alev Coşkun'un masalları

İnönü'nün bitmeyen koltuk sevdası ve Alev Coşkun'un masalları

MURAT ALAN

Alev Coşkun Cumhuriyet'teki son yazısında yine bildiğimiz gibi..

Tarihin üzerine kalın bir sis perdesi çekip, hakikati ters yüz eden bir edayla 27 Mayıs darbesine zemin hazırlayanları aklamaya çalışıyor. Yazısının merkezine ise İsmet İnönü'nün meşhur sözünü yerleştiriyor: "Bir daha gitmem sevdasına kapılan siyasetçi, kötü yola sapar."

Sözün sahibi, Türk siyaset tarihinin en uzun ömürlü koltuk sevdalısı İsmet Paşa.

Evet, ironinin doruk noktası. Bunu söyleyen, 17 yıl başbakanlık, 12 yıl cumhurbaşkanlığı, 4 yıl da darbe sonrası fiili iktidar sahibi olan bir adam.

Ama ne gam! Alev Bey, bu sözün üzerine neredeyse "marş yazacak" kadar heyecanlı. Oysa hafızası biraz daha güçlü olsaydı, İnönü'nün sözleriyle kendi pratiği arasındaki uçurumu görür, belki de bu kadar hevesli olmazdı.

Tek Parti Dönemi (19231950):

l 17 yıl başbakan, 12 yıl cumhurbaşkanı. Atatürk'ün ardından, hem CHP'nin hem de devletin mutlak hâkimi oldu.

l 1946 Seçimleri: "Açık oy, gizli tasnif." Bu formülle demokrasiyi kâğıt üzerinde başlattı, ama sandığı daha doğmadan boğdu.

l Muhalefet Neferlerine Kelepçe: DP'lilerin mitingleri jandarma copuyla dağıtıldı, muhalif gazeteler kapatıldı. Menderes ve arkadaşları CHP'den ihraç edildi; demokrasi ise kelime olarak bile fazla geldi.

1950 Sonrası: Gitmiş Gibi Yapıp Geri Gelme Dönemi

l "Küskün Adam" Kostümü: Seçimle iktidarı kaybetti ama muhalefetteyken bile perde arkasında kalmayı hiç bırakmadı. Askerle, yargıyla, bürokrasiyle bağlarını koruyarak vesayet düzenini ayakta tuttu.

l 27 Mayıs'ın Gölgesindeki Adam: 1960 darbesine giden süreçte, İnönü'nün ordu içindeki bazı isimlerle diyaloğu sır değil. Darbe sonrası CHP'nin yeniden merkezde yer alması, bu ilişkinin "tesadüf" olmadığını gösterdi.

l Yassıada Sessizliği: Menderes ve arkadaşları idama götürülürken, İnönü'nün tek bir ağız dolusu itirazı olmadı. Hukuk değil, intikam çalıştı. Sessizlik ise, siyasetin en soğuk diliydi.

Koltuk Sevdasının Finali daha da vahim..

İsmet İnönü kaybedince sinirinden CHP'yi bile terk etti.

l İnönü, 1972 yılında Bülent Ecevit karşısında CHP genel başkanlığı seçimini kaybettikten sonra partiden istifa etti.

l 7-8 Mayıs 1972 tarihindeki CHP 5. Olağanüstü Kurultayı'nda, Ecevit'in listesi 709 oy alarak İnönü'nün listesini (507 oy) geride bıraktı.

l Bu yenilginin ardından İnönü, 8 Mayıs 1972'de genel başkanlıktan istifa etti ve 5 Kasım 1972'de CHP üyeliğinden ayrıldı.

l Adam hırsından ve öfkesinden CHP'den istifa etti. İstifa gerekçesi olarak ise, parti politikalarının kendisi için sakıncalı bir yönde değiştiğini belirtti.

l Yani gitmek zorunda kalınca, gemiyi de limanı da yakmayı tercih etti. Koltuktan vazgeçmek, ancak kendisine ait değilse mümkündü.

Peki gerçekten "Gitmem" diyen kimdi

Alev Coşkun'un yazısındaki o veciz İnönü alıntısını tekrar hatırlayalım:

"Gitmem sevdasına kapılan siyasetçi, kötü yola sapar, iftira yoluna gider."

Şimdi soralım:

l 1938'den 1950'ye kadar koltuğu bırakmayan kimdi

l 1946 seçimlerinde oyları açık sayıp sonuca gizlice karar veren kimdi