Fergani ile bağımsızlığa doğru
Murat Alan
Savunma sanayiinden bahsedildiğinde genellikle savaş uçakları, SİHA'lar ya da füzeler gündeme gelir. Ancak arka planda, bu sistemlerin işleyişini mümkün kılan ve bağımsızlık açısından kritik önem taşıyan başka teknolojiler var.
Bu teknolojilerden biri ve belki de en stratejik durumda olanı küresel konumlama ve zamanlama sistemleri..
Hani sürekli navigasyon, GPS diyoruz ya!..
İşte o sistem büyük bir önem arz ediyor ve biz bu hizmeti genellikle ABD'den satın alıyoruz!
Küresel konumlama sistemleri bir ülkenin stratejik gücü, güvenliği ve teknolojik bağımsızlığı açısından hayati bir rol üstleniyor.
Türkiye'nin bu alandaki en son hamlesi olan Fergani FGN-100-d1 uydusu..
Yalnızca bir teknoloji başarısı değil, aynı zamanda bağımsızlık yolunda atılmış güçlü bir adım olarak öne çıkıyor.
Bu başarı, Türkiye'nin küresel konumlama teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltma ve nihayetinde sıfırlama çabasının somut bir göstergesi durumunda.
Küresel konumlama sistemleri, sadece savunma alanında değil, sivil hayatın birçok alanında da kritik öneme sahiptir. Günümüzde bu teknolojiyi bağımsız şekilde kullanabilen sadece dört büyük oyuncu bulunuyor..
ABD (GPS), Rusya (Glonass), Çin (BeiDou) ve Avrupa Birliği (Galileo) sistemleri..
Bu ülkelerin sahip olduğu sistemler, dünya çapında teknolojik üstünlük sağlamalarının yanı sıra ciddi stratejik avantajlar sunuyor.
Başka ülkenin küresel konumlama sistemine bağımlı olan ülkeler, çeşitli risklerle karşı karşıya. Örneğin, teknolojiye sahip ülkeler, sistemi kullanıma kapatma, kısıtlama ya da manipüle etme gücüne sahip.
Böyle bir durumda, bağımlı ülkelerin savaş uçakları, gemileri, kara araçları ya da füzeleri çalışmaz hale gelebilir.
Daha da kötüsü attığınızın füze eğer GPS sistemi ile hedefini buluyorsa, teknolojiyi elinde tutan ülke isterse o füzeyi sivil bir hedefe dahi yönlendirebilir..
Bilinçli bir konum sapması, bir ülkenin yanlış hedefleri vurmasına ve uluslararası arenada kriz yaşamasına neden olabilir.
Bu sebeple, küresel konumlama sistemine sahip olmak, yalnızca teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda bir bağımsızlık meselesidir.
Şöyle bir örnek verelim..
Suriye'de PKKYPG hedeflerine karşı hava harekâtı yapmaya karar verdik ve ABD'nin küresel konumlama sistemini de kullandı.
Karadan karaya atılan bir füzemiz var..
Ve bu füzeyi YPG karargahına attık ama füzemiz gidip bir hastaneyi vurdu!..
Oysa haritada tam olarak doğru yeri işaretlemiştik. Atılan füzemiz nasıl oldu da bir hastaneye yöneldi
Bunu GPS ile oynayarak yapabilirler..
Sadece askeri sistemler değil, günlük hayatta kullanılan navigasyon cihazları, telefonlar ve saatler de bu tür müdahalelerden etkilenir.
Türkiye, yerli ve milli savunma teknolojilerindeki kararlılığını, savunmanın bileşenlerin bir bütün olarak yerlileştirilmesi gerektiğini Fergani FGN-100-d1 uydusuyla bir kez daha kanıtlamıştır.
Bu uydu, Türkiye'nin küresel konumlama sistemlerinde bağımsız bir altyapı oluşturma yolunda attığı ilk büyük adımı temsil ediyor.
Ancak bu yalnızca bir başlangıç. Türkiye, bu süreçte yerel teknolojilerle desteklenen Uluğ Bey Sistemi adını taşıyan daha geniş kapsamlı bir hedefi hayata geçirmeyi planlıyor.
Bu sistem tamamlandığında, sadece Türkiye sınırları içindeki değil, aynı zamanda yakın coğrafyadaki dost ve kardeş ülkelerin de yararlanabileceği bir altyapı kurulmuş olacak. Böylesi bir sistem, Türkiye'nin jeopolitik konumunu güçlendirirken, teknolojik bağımsızlık yolunda atılmış önemli bir adımı daha ifade edecek.