Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.
Ancak bu duruma benzer bir başka olay daha var.
Haber kaynağım aradı ve "Bilirkişinin dahi 4.3 milyar TL bedel biçtiği 430 dönümlük arsaya 20 bin TL ödeyerek tedbir koydurabiliyorsun, biliyor musun" dedi.
Tabii ki ilgimi çekti ve araştırmaya koyuldum. Muğla Bodrum, Türkbükü'nde 119 ada 21 parsel numaralı 430 dönümlük bir yarımada var. Bakın, bir yarımada! Bu yer için "Sahibi veya mirasçısı gelsin" diye ilana çıkılıyor.
Ancak kimse çıkmıyor. Bunun üzerine bu yer, 1978 yılında Maliye Hazinesi adına denize sıfır olarak tescil ediliyor.
Bir süre sonra, Hasan oğlu İbrahim İdris'in mirasçıları ellerindeki eski tapuya dayanarak itiraz ediyorlar. Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi (1978/108 esas ve 1984/138 karar) "Burası ilgili tapunun parçası değil" diyerek itirazı reddediyor.
Yargıtay da bu kararı 1985 yılında onuyor. Bundan tam 44 yıl sonra, daha önce dava açan kişilerin akrabalarından temlik yolu ile vekâlet alan Metin Karakaya, Nazmi Yiğit, Ömer Baltacı ve Av. Nimet elen Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Hazine'ye karşı "tapunun iptal, tedbir ve tescili" davası açıyor.
Mahkemeye sunulan dilekçede tedbir kararı isteniyor. Mahkeme de bu başvuruyu kabul ediyor ve 430 dönüm arazi için 20 bin TL gibi komik bir rakam belirleyerek Hazine arazisi üzerine tedbir koyuyor.
evre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatı Mehmet Kaçmaz, bu tedbir kararının kaldırılması için bölge adliye hukuk mahkemesine başvuruyor.
Başvuruda aynen şöyle yazıyor:
"'Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları, kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz' hükmüne göre; ilk tesis kadastrosu 1978 yılında kesinleşmiş olup, aradan 44 yıl geçtikten sonra davacı tarafından 2022 yılında dava açılmıştır. Dava açma süresi geçtiğinden süre yönünden davanın reddi gerekmektedir."
ok net değil mi aslında...
Peki, ne olmuş
Dava kabul edilmiş!
Bilirkişi atanmış dosyaya ve arazi için bedel biçilmiş. Resmi bilirkişi raporuna göre arazinin değeri 4 milyar 308 milyon Türk Lirası olarak tespit edilmiş. Hadi, "Dava açılamaz" diye belirtmiş Hazine avukatı, dava açılmış.