Bugün hayatımızın tam ortasında bir devlet kurumu var. Kaloriferimizi, ocağımızı, sıcak suyumuzu bu kurumun düzenlemeleri sayesinde faturalandırıp cebimizden paramızı çekiyorlar. Adı: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik, doğal gaz, petrol ve LPG piyasalarında gerekli düzenlemeleri hayata geçirmeye ve piyasaların daha iyi işletilmesi için gerekli tedbirleri almaya yetkili kuruluşumuz. Ama yalan, işi gücü şirketlere çalışmak. Yahu zaten piyasayı düzenleme kurumunu, vatandaşın devletin gerçek bürokratların yönetimine bırakır mı bu para babaları Bırakmamışlar tabii. Anlatayım... Biliyorsunuz üreten, dağıtan şirketler özelleştirme sonucu firmaların eline geçti. Bu neo-liberal paragöz kan emiciler sayesinde ortalıkta devlet kalmadığı için bu şirketlerin faturalarımıza yansıttığı aslında yansıtmaması gereken bir bedel tespit edilmiş. Bu tespiti ben değil Sayıştay yapıyor. Raporda tespit şu şekilde yer almış; "Piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsura dağıtım tarifesinde yer verilemeyecek olmasına rağmen, araştırma geliştirme (ARGE) harcamalarının dağıtım tarifesinin bir unsuru olarak düzenlendiği..." Mevzuat hükümleri açık... Piyasa faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsura tarifede yer verilemez. Ama bu arkadaşlar ARGE parasını da bizden almışlar. 21 adet elektrik dağıtım şirketine (2016-2020 yılları arası) 209 milyon lira ARGE bütçesi verilmiş. (Güncellenmiş tutar 280 milyon TL), bu tutarın 117 milyon TL'si (güncellenmiş tutar) ARGE harcaması olarak gerçekleştirilmiş. ARGE bütçesinin harcanmayan kısmı tarifede "düzeltme" işlemine tabi tutulmaktadır. Yani harcamayı bizim üzerimizden "düzeltmişler..." Sayıştay tarafından da ARGE için yapılan harcamaların dağıtım tarifesinden çıkarılmasının ve tebliğin yeniden düzenlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiş. Bitmedi... Tüketiciler açısından, gerçekleşen yatırım harcamaları dağıtım tarifesinde yer alan bir unsur olarak birim elektrik fiyatının bir parçasını oluşturuyor. Yani yatırım harcamalarını da biz ödüyoruz. Dağıtım tarifesine yansıyan yatırım tutarları ne kadar yüksek olursa halkın ödeyeceği birim fiyat tutarı da o kadar artıyor. Üstelik bu milyarlarca para kazanan şirketler ihalelerde de yönetmelikte açık bulup usulsüzlük yapmışlar. Yönetmelikte "Dağıtım şirketlerinin yapacağı ihalelere, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yasaklı olarak belirlenen firmalar katılamaz" denilmiş. Ancak elektrik dağıtım şirketlerinin hisselerini devralarak dağıtım şirketlerini yönetme hakkı elde eden ve ayrı tüzel kişilikleri devam eden şirketlerin ortağı oldukları şirketler, dağıtım şirket ihalelerine girmiş. Bunu engelleyen bir düzenlemeye ilgili yönetmeliklerde yer verilmemiş. Peki ortaya ne çıkmış İhale sonucunda imzalanan sözleşme bedelinin yatırım tutarı, fatura üzerinden vatandaşa yani sana bana ödettirilmiş. Özetle... ARGE çalışması yapılıyor, faturasını biz ödüyoruz. Adamlar