İmamoğlu'nun önündeki iki yol

Şu anda pek ülke gündeminde olmasa da Türkiye'nin aslında kaderini belirleme ihtimali olan bir dava var. Bir duruşma daha yapılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir bakıma kendi eliyle yarattığı ciddi bir rakip yargılanıyor: Ekrem İmamoğlu Aday olsun olmasın demiyorum bir tespiti aktarıyorum. Eğer bu davadan İmamoğlu'na bir hapis cezası, siyasi yasak vb. bir hüküm çıkarsa İmamoğlu'nun siyasi kariyerinde büyük bir yükselme yaşanabilir. Gördüğüm kadarıyla Erdoğan ve kurmayları bu yargılama sürecinde herhangi bir açıklama yapmayarak işi büyütmek istemiyorlar. Onlar da tehlikenin farkında. İmamoğlu'na karşı verilecek bir siyasi mağlubiyete daha tahammülleri yok. Bu davayla ilgili de edindiğim kulis bilgileri aktaracağım. Ama önce gelin süreci en baştan anlatayım 31 Mart seçimlerinden önce, hem de 23 Haziran seçimleri öncesinde AKP, Avrupa Konseyi'ne bir yazı gönderiyor ve seçimleri gözlemlemesi ve denetlemesi için bir gözlemci gönderilmesini istiyor. Yani Avrupa Konseyi'ne diyor ki: "Ey Avrupa sizde seçimler nasıl yapılıyorsa bizde de aynı şekilde yapılıyor. Gel kendin gör" Avrupa Konseyi seçimleri izler ve bir rapor düzenler, sonra seçilmiş siyasetçileri davet eder ve raporları değerlendirir. Nitekim 2019 seçimlerinden sonra da başkanlığını AKP'li Kocaeli Belediye Başkanı'nın yaptığı 18 kişilik seçilmiş başkanlardan oluşan bir heyet Strasburg'a Avrupa Konseyi toplantısına gidiyor. Heyette bulunan Ekrem İmamoğlu yaptığı konuşmada seçimle gelen kişilerin seçimle gitmesi gerektiğini ve kayyum ile görevinden alınan seçilmiş başkanlar hakkında eleştiri yapıyor ve kazandıkları seçimin iptali ile ilgili süreci anlatıyor. Yani o süreçte yaşanan haksızlığı anlatıyor. Üç gün sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise bu açıklamaya tepki göstererek, "Bugün terörizmden yargılanan, aynı zamanda terörist olmaktan ceza alanları bu ülkenin selameti ve o beldenin selameti için görevden aldığımızda, Avrupa Parlamentosu'na gidip Türkiye'yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum" ifadelerini kullanıyor. İmamoğlu da yanıt olarak "Yani ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyen adama bakarım adam mı diye derim. Önce bunu söyleyeyim. Üzücü. Tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın" diyor. Seçim günü seçimlerin iptal edilebilmesi için neler yapılmıştı hatırlıyor musunuz Sahte sosyal medya hesapları ile oyların çalındığı yalanı ortaya atılmış ve sonrasında 700 sandık görevlisinin FETÖ ile bağlantısı olduğu iddia edilmiş, operasyonlar yapılmıştı. Seçimler iptal edildi. Ancak sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri iptal edildi. Aynı zarfta bulunan pusulalardan Belediye Meclis üyeleri için kullanılan oylar geçerli sayıldı. FETÖ iddiası ile yargılanan sandık görevlileri ne oldu Hepsi beraat etti! Soylu'ya yanıt vermesine rağmen Ekrem İmamoğlu'na "kurul halinde çalışan YSK'ya hakaret etti" iddiası ile suç duyurusunda bulunuldu. Halbuki Soylu'nun kullandığı "Ahmak" kelimesinin anlamı TDK'da şu şekilde tanımlanıyor: "Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal." Ocak ayında görülen davanın ara celsesinde İmamoğlu yaptığı savunmada şunları söyledi: "Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini, herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım." Mahkeme, iddia makamının talebinin kabul edilmesine karar vererek duruşmayı 21 Eylül'e erteledi. İlginçlikler başladı. Duruşma hâkimi tayin zamanına daha 2,5 yıl gibi bir zaman varken bir anda Karadeniz'e tayin edildi. Bu bilgiyi ben Anadolu Adliyesi'ne duruşma için gittiğimde öğrendim. Adliye koridorları uzundur ama çok fazla bilgi dolaşır. İddiaya göre duruşmaya bakan hâkimden Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak kararı verilmesi istenilmiş. Duruşma hâkimi de bu isteği reddetmiş, bunun üzerine tayin durumu gerçekleşmiş. Bu son