Türkiye, ahlaki bir çürümüşlüğe batmış durumda. Güzel ülkem için yazıma böylesine ağır bir cümle ile başlamak istemezdim. Fakat daha diploma skandalının etkisi soğumadan başka bir utanç dolu olaya ulaşıyoruz.
Sağlıkta henüz yenidoğan çetesinin yaptığı insafsızlıkların hesabı görülmeden benzer başka bir skandalla daha karşı karşıya kalıyoruz.
Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. etenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.
Anlatayım. Tarih: 28 Nisan 2023 Yer: İzmir Tire Devlet Hastanesi Her şey, hastanede görevli Doktor B.Ş'nin kendisine ait e-imza token cihazının çalındığını savcılığa bildirmesiyle başlıyor.
Genellikle bir USB bellek gibi görünen bu cihaz, içinde doktora özel kimlik bilgilerinin ve şifrelenmiş bir sertifikanın bulunduğu bir akıllı kart barındırır. Islak imza yerine geçer.
Doktor B.Ş. suç duyurusunda bahse konu token cihazı ile 4 günlük süre içerisinde, farklı kimseler adına düzenlenen reçetelerle 600 kutu "Lyrica" ve muadili ilaç yazıldığını Emniyet'e ve savcılığa anlatıyor.
Tire İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından tahkikat yürütüldüğü sırada bu kez 21 Haziran 2023 tarihinde eşme Medicana Tıp Merkezi'nde görevli doktorlar V.K.K. ve E.O.T'ye ait e-imza token cihazlarının çalındığını bildiriyor.
E-imza cihazıyla farklı kimseler adına düzenlenen reçetelerle 63 kutu yine Lyrica ilaç yazıldığı anlaşılıyor. Bu başvurunun üzerinden bir ay geçmeden 12 Temmuz'da Karşıyaka 3 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli doktor N.D'nin e-imza token cihazının çalındığı görülüyor.
Yine bu e-imza cihazıyla farklı kimseler adına düzenlenen reçetelerle 979 kutu Lyrica ve muadili ilaç yazıldığı belirleniyor.
Haliye savcılık ve Emniyet yaptığı soruşturmada olayın münferit olay olmadığı ve organize bir yapının işi olduğu şüphesi ile soruşturmayı genişletiyor. Tam da düşündükleri gibi yapı ortaya çıkıyor.
DOKTORLARIN E-İMZA CİHAZLARI ALINDIAralarında İstanbul am Sakura, İstanbul Eğitim Araştırma gibi büyük devlet ve özel hastanelerin olduğu 18 ayrı hastanede çalışan doktorlara ait e-imza token cihazlarının çalındığı belirleniyor.
Hepsiyle de aynı şekilde uyuşturucu etkisi olan ilaç yazılıyor. Tespit edilen kişiler ve ilaçları aldıkları eczaneler takibe alınıyor. Eczanelerden kamera görüntüleri ve yapılan işlemlere ait evraklar isteniyor.
E-imzaları çalınan doktorların çalıştığı hastanelerden de kamera görüntüleri temin ediliyor. Ve görülüyor ki şüphelilerin hasta gibi hastaneye geldikleri doktoru oyaladıkları bu esnada ilaç yazdırmak istedikleri anlaşılıyor.
Devamında da doktorları "Yazılmış ilaca bakabilir misin" diye ekranına girmeye zorladıkları bu sırada şifrelerini tespit ettikleri belirleniyor.
Sonrasında doktoru başka bir çete mensubunun oyalaması ile USB'lerin çalınması akabinde reçetelerin hazırlanması ve kısa sürede hazırlanan reçeteler ile ilaçların alındığı tespit ediliyor.
ete üyeleri de hemen tespit ediliyor ve fiziki takibe alınıyor. Kaldıkları otelde başka kimlikler ile kayıt yaptırdıkları ve aldıkları ilaçları otel odasında kutulardan arındırıp kargo ile adreslere gönderdikleri, gönderici isim soyisimlerin de sahte olduğu anlaşılıyor. Eczane ayağını da inceleyen polisler, takibe takılan konuşmaları savcılığa bildirmişler. Konuşmalarda "Bu kadar Suriyeli TC'si nereden buluyorsun" diye soruluyor.
Diğer eczacı ilaçları çekmek için para pazarlığı yapıyor. Bakın bu şekilde tam 1301 reçete hazırlanmış. 1301 reçete, 585 bin kapsül yeşil reçeteli hap demek...
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Mehmet Kanat, ifadesinde iki farklı eczaneden yasadışı yollarla ilaç temin ettiklerini iddia etmiş. Antalya'daki R. Eczanesi'nden reçete başına 500 TL karşılığında ilaç aldıklarını belirtmiş. Asıl önemli iddiaları ise İstanbul'daki Ş. Eczanesi'yle ilgili. Şüphelinin beyanına göre, F.A. adlı eczane sahibinden, çalınan doktor token cihazlarıyla yazılan reçeteler karşılığında yaklaşık 2000 kutu ilaç almışlar.