Türkiye'nin gücü neden İsrail'e yetmiyor, gelin konuşalım
Muhammet Seyfullah Maden
Allah'ın adıyla…
*
Her şeyi açık seçik konuşalım.
Türkiye'nin İsrail'i fiilen durdurabilecek gücü yok.
Dünyada İsrail'e karşı, "Terör devleti" ibaresini kullanan tek ülke lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu… BM'de Filistin için en yoğun çabayı Türkiye yürüttü... Dünya liderleriyle diplomasi trafikleri kuruldu... Türkiye'nin İsrail'e ticareti durduruldu… Türk limanlarında İsrail ile bağlantılı gemilere izin verilmeyeceği açıklandı…
Falan fistan.
Ancak halen Türkiye'nin İsrail'e karşı yetersiz olduğu algısı hakim. Çünkü herkes Türk ordusunun gidip İsrail'in gırtlağına çökmesini istiyor. Onun dışındaki çabaların tamamı beyhude olarak anılacak.
Bir anket yapılsa, zannederim ki Türkiye'nin yüzde 70'i, devletin İsrail'e karşı somut adımlar atmasını ister... Bu yüzde 70'in çok büyük bir bölümü askeri seçeneği bile kabul eder... Yani Türkiye gerekirse Filistin'e asker göndersin, diyecek yığınla insan var.
Hepimizin talebi İslam ülkelerinin engelleri kaldırmaları, resmi olarak asker gönderilmese bile gönüllü olarak gideceklere müsaade etmeleri… Ancak hiçbiri bunu yapmıyor.
Tekrar ediyorum, Türkiye'nin de İsrail'e karşı zayıf kaldığı algısı çok yüksek. Peki neden Neden Türkiye İsrail durduramıyor
Nasıl durduracak ki..
Daha o kadar ilkel, o kadar iptidai sorunları var ki bu devletin…
Türk mü, Türkiyeli mi tartışması bile yolun başında olduğumuzun göstergesi…
"Bir ülke nasıl kurulmaz" sorusunun cevabını vermiş aslında bizim kurucu kadrolarımız yıllar önce…
1000 yıllık tarihi inkişafının tamamen zıttı bir millet "yaratmak" hülyasıyla, "Kalkınma devrimleri" yapmak yerine "gardırop devrimleri"ne yeltenen bir kurucu kadro…
Tamamen şekilci… Uygar bir medeniyet haline gelmek yerine, dış görünüş olarak batıya benzemeye çalışan mukallit, kompleksli bir yığın…
Türkiye'nin toplum yapısına uymasa bile kendi nefsinin hoşuna giden uygulamaları kanun diye dayatan bir zihniyet…
Demokrasi naraları atıp padişahtan bile fazla yetkiyi elinde tutan bir tek parti rejimi…
Neden İsrail'e kafa tutamıyor Türkiye, gelin fikir yürütelim…
Demokrasiye geçilip CHP iktidardan düştükten sonra Necmettin Erbakan gibi idealistler ortaya çıktı… Nihayet Gümüş Motor Fabrikası gibi atılımlar yapıldı… ancak Kemalist vesayet, vatanı için icraat yapmak isteyenlerin üstünde Kronos'un orağı gibi keskindi…
Yok irtica, yok Atatürk düşmanlığı, yok efendim saltanatçılar… türlü suçlamalarla, türlü dayatmalarla, Erbakan'ın 10 bin motor üretim kapasiteyle kurduğu fabrikada topu topu 70 motor üretilebildi… Sonra yerine başkası atandı…
E ne oldu peki
Bu sefer Erbakan Odalar Birliği'ne başkan seçildi… "Anadolu Sermayesi" ile "İstanbul Sermayesi" birbirine girdi… yine yok irtica, yok gericilik, yok Atatürk düşmanlığı… Neticede Demirel polis zoruyla Erbakan'ı Odalar Birliği'nden uzaklaştırdı…
Nuri Killigil… Türkiye'nin yerli savunma sanayisinin kurucusu… o kadar müthiş atılımlar yaptı ki, yurt dışında bile fabrikası vardı… İsrail'e karşı savaşan Araplara silah yardımı yapabilecek seviyedeydi… Neticede fabrikasında peş peşe patlamalar oldu… Killigil'in cesedi bile bulunamadı… Şehit düştü… Biz de yerli savunma sanayisindeki tüm kazanımları kaybettik…
Peki kim öldürdü Killigil'i Devlet peşine düşmedi… Neden düşsün ki… Yerli ve milli uçak üreten Vecihi Hürkuş'u durdurmak için elinden geleni ardına koymayan devlet mi aydınlatacaktı Killigil'in ölümünü..
Nuri Demirağ… Türkiye'nin ilk uçak fabrikasını ve demiryolu müteahhitliğini yapan öncü bir sanayici… Kendi sermayesiyle uçak üretmek istedi… hatta gençlere pilotaj eğitimi verecek bir "Gök Okulu" kurdu… Ancak kemalist iktidar onu desteklemek yerine engelledi; fabrikasına sipariş verilmedi, ürettiği uçaklar için "sertifikasyon" bahanesiyle ordu alım yapmadı, Sivas'taki uçak fabrikası ve eğitim tesisleri kapatıldı…
Kısacası, Nuri Demirağ, vizyonerliğiyle Türkiye'yi havacılıkta ileri taşıyabilecek bir isimken, dönemin bürokratik engelleri ve ideolojik tutumları yüzünden hayalleri baltalanmış oldu…
ABD ve Sovyetler Ay'a ilk kimin gideceğini tartışırken… Biz "Ezan Türkçe mi okunsun Arapça mı" tartışmaları yapıyorduk…
Güney Kore ile aynı yıllarda "modernleşme" çalışmalarına başladık… Bugün Güney Kore'nin tek bir teknoloji markası, mesela Samsung… Türkiye'nin tamamından daha çok ihracat yapıyor… Üstelik ihracatta her yıl tarihi rekor kırmamıza rağmen…
Daha sayalım mı Gerek var mı..
Kısacası, savunma sanayisinde kendi kendine yeten bir ülke olamadan… enerjide kendi temel ihtiyaçlarını karşılayamadan… tarımda yerli tohumunu tercih etmeden… Kimseye kafa mafa tutamazsın. Eğer Türkiye, tarımda 1970'lerden beri tam mekanizasyon + modern sulama + kendi tohum sanayisi kurabilseydi, bugün buğdayı Rusya'dan almak yerine dünyaya satıyor olurdu…