Gündem nasıl değiştirilir

Ankara'da gazetecilik yapıyorsanız, olayların görünen değil, görünmeyen tarafına bakmayı öğreniyorsunuz. Hadi hep birlikte bakalım o zaman

Malum, siyonist İsrail 7 Ekim'den bu yana Gazze'de çoluk çocuk demeden sivil masum halkın üzerine ölüm yağdırıyor. Karadan ilerleme kaydedemedikçe hırçınlaşan terör ordusu, havadan ve uzaktan bombalayarak mazlumları katlediyor. Bu hayasız saldırı uzadıkça daha çok insan ölüyor. Daha çok insan öldükçe de dünyada İsrail'e yönelik öfke artıyor. Bu da İsrail'i sıkıştırıyor.

Artık herkesin bildiği sırlardandır; Dünyada parayı basan belirli bir zümre vardır. Doları, Euroyu ve uluslar arası geçerliliği olan diğerlerini Ayrıca dünya ticareti, enerjisi, finansı, medyası, bilişim sektörü, savunma sanayi, yazılım ve teknoloji hep bu bir avuç elitin elindedir. Kimi onlara para babası, kimi küresel çete, kimi şu kimi bu der. Ama onlar hep vardır ve oradadır. İşte bunlar, yani dünyanın bütün parasını ve ticaretini elinde tutanlar, devletlerin büyük bölümünü ellerinde tutuyorlar. Siyonist İsrail'i destekleyen bu zümre, devletleri de çeşitli yöntemlerle kontrol ediyorlar.

Tırlar dolusu çil çil paraları büyük bir ustalıkla kullanıyorlar. Devletlerin içindeki önemli kurumları tecrübeli ekipler vasıtasıyla kontrol altında tutuyorlar. Bu notlar aklımızın bir kenarında dursun

Şimdi Türkiye'ye gelelim; Türkiye'de gündem çok hızlı değişir malum. Bu gündem işi de öyle şansa bırakılmaz. Küresel güçlerin içerideki aparatları üzerinden gidilir

Pazar günü Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın maçın hakemi Halil Umut Meler'e saldırısı hepimizi üzdü malum. Türkiye Pazar gününden beri bu üzücü olayla yatıp kalkıyor. Bir hakeme saldırı olayı, gündemin ilk sırasına yerleşip günlerce ülkeyi meşgul edebiliyor. Medyada olayın yüksek perdeden görülmesi, sosyal medyanın da işin içine girmesiyle ligler bile süresiz ertelendi. Görünen o ki, bu pilav, daha çok su kaldıracak

Dünya futbolunun da küresel çetenin kontrolünde olduğunu belirterek geçelim başka bir gelişmeye

Hatırlarsınız, Gezi kalkışması davasında 18 yıla mahkum olduğu halde, altılı masa katakullisiyle 14 Mayıs seçimlerinde TİP'ten milletvekili seçtirilen Can Atalay'ın tahliyesini isteyerek yargıyı krize sokan Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda büyük tartışmalara neden olmuştu.

Yargıtay 3. Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nin Atalay'la ilgili hak ihlali kararını uygulamaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, ayrıca Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için dosyayı TBMM'ye göndermesiyle başlayan kriz, geçtiğimiz ay ülkemizin önemli tartışma konularından biri oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "AYM birçok yanlışları arka arkaya yapar hale geldi" diyerek bu yüksek yargı krizinde Yargıtay'ın yanında durdu.

Muhalefet cephesi ise hem Yargıtay'ı hem Erdoğan'ı hedef alarak sert eleştirilerde bulundu. Hatta CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendi partisinden olmadığı halde TİP'li Can Atalay için TBMM Genel Kurulu'nda sabahlama eylemi talimatı verdi. CHP'li vekiller, 20'şerli gruplar halinde genel kurul salonunda ciddi ciddi sabaha kadar eylem yaptılar.

Özgür Özel, 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ilk gününde yaptığı konuşmada konuyu yine gündeme getirerek Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'u hedef aldı, gerginlik yaşandı.