Şu anda İslam ümmeti için dışardan ve içerden değişik tehditler var. Bunların farkında olup tedbirlerimizi ona göre almak hayati önemdedir. Bu tehditleri ne kadar net tespit edip tehlikelerinin büyüklüğünü ne kadar iyi bilirsek, tedbir almada o denli ciddi davranır ve gereğini yaparız. Ama çoğu kere yaptığımız gibi kulağımızın üstüne yatar ve önemsemesek, yarın altından kalkamayacağımız felaketlere sebep olabilir. Dünya İslam Âlimleri Birliği Başkanı eş-Şeyh Ali Karadaği'nin Şanlıurfa'daki bir seminerinden istifadeyle yapılan tespitleri okuyucu ve ilgili çevrelere arz edeyim.
A-Dış Kaynaklı Tehditler:
1. Başta "Ortadoğu" diye yapay bir isimle adlandırılan bölge olmak üzere, İslam coğrafyasında yaşananlar, basit ve bölgesel çatışma ve kavgalar değildir. Adı konulsa da konulmasa da bu yaşananlar insanlık var olalı beri devam eden hak-batıl savaşının cepheleridir. Bu kavga insanlığın imtihanı gereği kıyamete dek de devam edecektir. Zannetmeyelim ki, şu anda yaşanan sorunlar sonlandırılınca her yer güllük gülistan olacak.
2. Yaşanan bu sorunların sebebi ne düşmanın güçlü oluşundan, ne de ümmetin güçsüz oluşundandır. Elbette birçok sebep sayılabilir. Ancak en büyük sebep, tefrika sebebiyle gücümüzün dağılmasındandır. Ümmetin dağınıklığı bu şekilde devam ederse, bu sorunlar katlanarak devam edecektir.
3. Şu anda gerçek İslam'ın kendisi olan vasat İslam anlayışına karşı 3. Dünya savaşı başlamış ve devam ediyor. Çünkü küresel çetelerin başını çektikleri İslam düşmanları, ümmeti ayağa kaldıracak yegâne hareketin vasat ümmet anlayışı olduğunu çok iyi bilmektedir. Mısırda, Yemende, Tunus'ta, Suriye'de, Filistin'de ve daha nice yerlerde önü kesilen "Müslüman kardeşler" "Hamas" hareketi bu sebeple hedeftedir.
4. İfrat veya tefrit temelli çalışmaların; kısa vadede sesleri gür çıksa da uzun vadede ümmete ve insanlığa vereceği bir şey yoktur. Kaldı ki, böylesi yapılar kolayca İslam düşmanlarının kontrolüne girmeye müheyyadır. Nitekim birçoğu da kontrol altındadır. Bu sebeple de İslam düşmanları çoğu kere böylesi yapıları dine karşı din projesi bağlamında kullanırlar. Böyle yapılar yoksa küresel çeteler kendileri oluştururlar. DEAŞ, IŞİD vb. tekfirci grupların bizzat Barak Obama ve Hillary Clinton tarafından kurulduğu Trump tarafından defalarca ifade edilmiştir.
5. Bizim tüm cephelerde savaşta olduğumuzu bilerek savunma yapmamız gerekiyor. Yani sadece sıcak savaşın yaşandığı Filistin, Suriye, Yemen, Sudan gibi yerler değil, ümmet coğrafyasının her yanında savaş hali yaşanmaktadır. Aradaki fark bazı bölgelerde bomba, füze, mermi sesleri ve barut kokusu var ve savaşın yaşandığı her kesçe biliniyor. Haberlere vs. konu oluyor. Ama diğer bölgelerde soğuk savaş yaşanıyor, gürültü, toz duman yok ama sinsi ve derinden olduğu için çok daha tehlikelidir. Sıcak savaşta milyonların dünyası harabe ediliyor, bedenleri ölüyor ama ahirette cenneti alaya yerleşiyorlar. Soğuk savaşta milyarları imanı, ahlakı, iffet ve hayâları yok ediliyor. Dünyada yaşamaya devam etseler de ahiretleri yok oluyor.
6. Batılı ülkeler demokrasi ve insan haklarını kendi tekelinde görüyorlar. Hâlbuki gerçek özgürlük ve insan hakları İslam'dadır. Onlar insan haklarını sadece kendi halkları için öngörüyorlar. Hâlbuki İslam, tarih boyunca tüm insanlığın huzuru, selameti ve insan hakları için çalıştı. Tüm insanlık için huzur ve adalet, İslam'ın asla değişmez olan ilkelerindendir.

19