Mazlum neden zalim oldu (3)

Yahudiler tarih boyunca defalarca sürgün edildiklerini, Firavun'un zulmüne uğradıklarını, Babil'de esir olduklarını, Roma tarafından dağıtıldıklarını, Avrupa'da katliamlara maruz kaldıklarını ve nihayetinde Nazi soykırımında yok edilme noktasına geldiklerini anlatır. Bu, kısmen tarihin inkâr edilemez bir gerçeğidir. Kur'an da İsrailoğulları'nın Firavun'un baskısı altında nasıl ezildiğini, nasıl çocuklarının öldürüldüğünü ve nasıl kurtarıldıklarını açıkça dile getirir.

Normal şartlarda böylesine uzun bir zulüm tarihine sahip bir milletin, mazlumların yanında yer alması, adaletin sesi olması, insanlık için ibret levhası haline gelmesi beklenirdi. Fakat öyle olmadı. Dünün mazlumu, bugün zalimlerin en acımasızı hâline geldi.

Sonuç: Mazlumun İhaneti… Bugün geldiğimiz noktada Yahudiler, tarih boyunca ağladıkları Firavunlardan, sürgün eden krallardan, Nazi cellatlarından bile daha zalim bir kimliğe bürünmüşlerdir. Çünkü onların zulmü sadece askeri değil; siyasi, ekonomik ve medya gücüyle desteklenmiş, küresel ölçekte meşrulaştırılmış bir zulümdür.

Dünün mazlumu bugün emperyalizmin maşası, Filistin'deki işgalin faili, masumların celladı oldu. Bu da bize bir gerçeği hatırlatıyor: Mazlum, eğer mazlumiyetini adaletin değil intikamın kaynağı yaparsa, zalimleşmeye mahkûmdur. Yahudiler, bu tarihi imtihanı kaybettiler. Gelen günler onlar için çok daha karanlık olacaktır. Zira zulümle âbâd olunmaz. Tarihte bunun sayısız delilleri var ve bunu da en iyi Yahudiler bilirler. Ancak bu lanetli kavim bile bile hakkı gizlerler.

Mazlumiyet Psikolojisinin Sapması

Bir milletin geçmişte çektiği acılar, eğer adaletin yolunu açmıyorsa, sadece intikamın bahanesi olur. Yahudiler işte bu hataya düştü. "Bize yapılanı unutmayacağız" derken, "biz de aynısını başkalarına yapacağız" noktasına geldiler. Bugün İsrail'in Filistin'de yaptıkları, Firavun'un zulmünü de, Nazi kamplarını da aratacak boyutlara ulaşmış durumda. Çünkü Hitler, Yahudileri Avrupa'dan sürmek istiyordu; İsrail ise bütün bir coğrafyayı haritadan silmeye yemin etmiş durumda.

Siyonizm; küresel emperyalizm projesidir.

19. yüzyılda ortaya çıkan Siyonizm, sadece bir "yurt edinme" hareketi değildi. İngiltere'nin ve ardından Amerika'nın desteğiyle kurgulanmış emperyalist bir projeydi. Filistin halkının toprakları satın alma, gasp etme ve zorla sürgün etme yoluyla ellerinden alındı. Bir milletin "vatan arayışı", başka bir milletin "vatanının çalınması" ile sonuçlandı. Bu açıkça bir sömürgecilikti. Yahudiler, Avrupalı efendilerinin yönlendirmesiyle mazlumiyetten zalimliğe terfi ettirildi.

İsrail devleti ve küresel Yahudi lobileri, işledikleri zulmü "güvenlik", "meşru müdafaa" ve "Holokost'tan kalan hak" gibi söylemlerle pazarlıyor. Onlara göre Yahudi halkı, tarihte uğradığı zulmün rövanşını herkesten çıkarma hakkına sahip! Oysa bu mantık, mazlumiyetin değil, sapkın bir üstünlük anlayışının tezahürüdür. Bu, Firavun'un İsrailoğullarına söylediği sözlerle aynıdır: "Siz kölesiniz, biz efendiyiz."

Bugün insanlığın önünde duran en büyük çelişki şudur;

· Dünün mazlumu, bugünün zalimidir! Hem de dünkü zalimlere rahmet okutacak kadar…

· Firavun'un kırbacından şikâyet edenler, bugün tanklarıyla mazlum halkların üzerine yürüyor.

· Hitler'in toplama kamplarında ağlayanlar, bugün Gazze'yi açık hava hapishanesine çevirmiş durumda.

· Sürgün edilenler, bugün başkalarını yurtlarından sürüyor.