"Aksa Tufanı" operasyonu ve sonrasında Siyonist işgalci teröristlerin yaptıkları katliamlar, ilk değil, son da olmayacaktır. Siyonist çete, arkasındaki ABD ve diğer batılı zalimlerle beraber serseri mayın gibi bir oraya bir buraya saldırmaktadır. En son Katarın Başkentine yaptıkları saldırı bir kırılma noktası oldu. ABD ve batıya sırtlarını dayayan Ortadoğu'nun emir ve sultanları, şimdiye kadar zan ediyorlardı ki, güven ve emniyettedirler. Ama şimdi "ayıdan dost, gâvurdan dost olmaz" gerçeğini biraz anladılar gibi. Nitekim çete başı Netenyahu açık net olarak ilan etti ve dedi ki: "Bu saldırı tüm Ortadoğu için bir ders olsun" Bu Siyonist terör çetesi, dünyayı adeta bir ormana çevirdi. Artık orman kanunu geçerli. Kimin kime gücü yeterse. İki milyarlık İslam ümmeti, 57 ülke; bu zorbalığa karşı şimdi birleşmese ne zaman birleşecek.
Bir asra yakındır, İslam ümmeti çobansız sürü! Misali darmadağın haldedir. Kimin eli kimin cebinde belirsiz… Kim nerelere, neden, nasıl savruldu Kim savurdu, kim İslam diyarını paramparça parçaladı, kim yeraltı yer üstü zenginliklerini talan ediyor. Kim canlarına, kanlarına, mukaddes değerlerine kastediyor Aslında artık ayan beyan biliniyor ama parçalayanlar, parçaların bir araya gelmesini engellemek, hatta yeni parçalara bölmek için hummalı bir çalışma içerisindeler…
Bölüp parçalamakla, sömürü ve talanlarla yetinmediler, İslam coğrafyasını ölüm tarlalarına dönüştürdüler. Hem de büyük oranda İslam ümmetinin kendi evlatlarını kullanarak… Elbette ihanet ve hıyanette en büyük pay; Şia, harici güruh ve daha çok ta saltanatlarını ümmetin tamamından daha önde tutan, "emirler" ve "sultanlar"ındır.
Ancak şunun altını kalın çizgilerle çizerek tekrar tekrar beyan etmeliyiz ki, İslam ümmetinin bu perişan halinin sebebi; kendisinin zayıf ve güçsüzlüğü ve düşmanının güçlü olmasından değil… Asıl sebep tefrika ve ayrılıklar nedeniyle İslam ümmetinin gücünün dağınık olmasındandır. Şu halimize bakın. Bir aydır tüm dünyanın gözlerinin önünde Gazze adeta bir mezbahaneye döndürüldü, hala İslam diyarının idarecilerinden sadra şifa bir girişim yok…
Tabi beraberinde şunu da tekrar edelim. Kim ümmetin bu dağınıklığına sebep olup katkı sunarsa; bilmeden yapıyorsa büyük bir haram üzeredir, ama bilerek yapıyorsa haindir, kalleştir. Hakeza kim ümmetin birliği, beraberliği, bütünleşmesi, güç birliği için çalışmazsa aynı konumdadır. Eğer bu ihmalkârlığı sadece cehaleti ve tembelliği içinse günahkârdır. Ama bile bile çalışmıyorsa vebali ihanet derecesinde büyük olabilir. Daha ne kadar kanlar akmalı… Daha ne kadar milyon canlar heder olacak… Daha kaç asır işgaller, sömürüler, talanlar devam edecek…
Bir asırdan fazladır İslam ümmetine tüm bu cürümleri reva gören batılılar, Siyonistler, evangelistler, neo conlar, masonlar, kısaca bil cümle kâfirler, tarih boyu yaptıkları kahpelikleri, son bir asırda binlerce kat katlayarak devam ettiriyorlar. Silahlar, teknoloji vs. araç gereçlerin güçlenmesi oranında zulüm de artıyor. Çünkü kâfirler, gücü zorbalık ve insanlık dışı muameleler için kullanmayı iftiharla yapıyorlar. Hâlbuki güç ümmetin elindeyken, gücü huzur, güven ve adalet için kullanıyordu. Kaldı ki sadece kendi tebaası değil tüm dünya insanlığı için…
BM, NATO, AHİM, AB, AP, G20, 5li çete vd. uluslararası kuruluşlar, çifte standartlarını, ikiyüzlülüklerini, (aslında çok yüzlülük mü, bukalemunluk mu demeli) riyakârlıklarını vs. daha ne zamana kadar devam edecekler. Bunlara kim ne zaman dur diyecek Bunların söz ve ahitlerinin asla bir geçerliliğinin olmadığını ne zaman anlayacağız Bunların sadece güçten anladıklarını ne zaman anlayacağız
Ancak şunu da unutmayalım düşman düşmanlığını yapacaktır elbette. "ayıdan post, gâvurdan dost olmaz." Sözü boşuna değil… Bunlara "neden bunca zulmü yapıyorsunuz" demek, akrebe neden sokuyorsun" demek gibi bir şey… Sokmak akrebin, yılanın tabiatıdır… Parçalamak, öldürmek vahşi hayvanların yaratılışı gereğidir. Bunlar, Kur'an'ın ifadesiyle hayvandan da daha alçaktırlar… Resulullah (sav) ta 14 asır öteden nasıl da uyarıyor: