Trump otokrasisi siyasi şov değil

Kötümser muhalifler Trump'ın Amerika'yı adım otokratik bir devlete dönüştürmesini, kızgınlık, şaşkınlık ve korkuyla izliyor. Trump çok kısa sayılacak iktidarında dönüşü olmayan sistem değişiklikleri yapmayı başardı ve Trump kaynaklı bu değişimin önünde anayasadan başka durabilen bir güç henüz yok. Trump'ın bir otokrata dönüştüğü endişesini taşıyanların katlanmak zorunda kaldıkları son mağlubiyet, Beyaz Saray'a yapılacak 650 kişilik balo binası. Maliyeti 200 milyon dolar olacak balo salonunun inşa masrafları başta Trump olmak üzere bağışçılardan temin edilecek.

Tam da bu proje, muhalifler tarafından Trump'ın adım adım tesis etmeye çalıştığı otokratik sistemin vücut bulmuş hali olarak algılanıyor. Mimarisi renk ve ışık tasarımları ile ihtişamlı bir görüntü verecek bina, Trump'ın ABD ve Dünya'ya göstermek istediği kudretli lider imajının merkezi olacak. Mütevazı sayılabilecek bir Beyaz Saray binası, yeni ihtişamlı bir yapıyla, Trump otokrasisinin yeni yüzünü ''dosta düşmana gösterecek''

Trump'ın tüm demokratik ve idari teamülleri alaşağı ederek yaptığı açıklama ve icraatlar, ne yaptığını bilmez bir popülistin hezeyanları sınırını aşarak, istediğini yapan, yaptırabilen güçlü bir otokratın icraatlarına evrildi. Gazeteciler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, sanatçılar ve iş insanlarından oluşan kanaat önderleri bu yeni otokrasi dalgası karşısında suspus oldu. Trump muhaliflerine karşı kullandığı sert söylem ve yaptırımlarıyla muhalifleri sindirmiş gözüküyor.

***

Trump'ı durdurabilen yegane güç şimdilik yasalar. Trump hükümeti Ocak 2025 tarihinden bu yana mahkemelik olan kararların yüzde 90'ını kaybetti. Kaybedilen davaların bir kısmı Yüksek Mahkeme'de (Supreme Court) görülen davalardı. ABD Başkan Yardımcsı JD Vance mahkeme kararlarını görmezden geleceklerine dair ima ve açıklamalarda bulundu ancak henüz Trump hükümetinin kanunları tanımamak ya da istediği hükümleri çıkartmak gibi bir gücü yok.

Trump'ın yasalar ve teamüllere aykırı irade sergilemesine yönelik son örnek ABD Merkez Bankası (Fed) Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook'u kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden kovması oldu. Cook'u ''aldatıcı ve potansiyel olarak suç teşkil eden mortage anlaşmaları'' yapmakla suçlayan Trump'ın kullandığı platform ve üslup, müesses nizama karşı sergilediği pervasız özgüvenin bir işareti.

Cook'un Trump'ın böyle bir yetkisi olmadığı ve görevinden istifa etmeyeceği yönündeki açıklaması ise olayı hem hukuki, hem siyasal ve hem de psikolojik olarak emsal bir vakıa haline getirdi. Her iki taraf da açıklamaları ile risk aldı ve kazanan taraf önemli bir psikolojik üstünlük sağlayacak.

Hukuk ve medya görece olarak Trump'a karşı direniyor, en azından henüz sesi kesilmiş değil. Ancak ABD demokrasisinin en önemli kontrol merci olan ABD Kongresi yürütmenin sınırsız hamlelerine karşı etkili bir duruş sergileyemedi. Gerçi Kongre'de Cumhuriyetçilerin üstünlüğü var ama bu Demokratların etkili bir muhalefet yapmasının önünde engel değil. Ancak Demokratlar hem yapısal olarak hem de psikolojik olarak tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor.