Çin'in matematiği nasıl çözülür

Çin'i yerli malı Marksizm ve Konfüçyüs öğretisi ile yoğrulmuş otoriter bir yapı olarak anlamaya çalışmak, bu yeni süper gücün gerçek dinamiklerini kavramaya yetmiyor. Batı'da Çin bilmecesini çözmek adına geniş bir literatür var. Son günlerde, Batı'daki klasik Çin anlatılarından çok farklı yeni bir kitap dikkatleri çekiyor. Fransız sinolog Romain Graziani'nin Les Lois et les Nombers (Kanunlar ve Rakamlar) isimli kitabı daha yeni yayınlamasına rağmen getirdiği yenilikçi yaklaşımla ön kabulleri bozuyor.

Graziani'ye göre Çin'in bugününü anlamının yolu bundan neredeyse iki bin beş yüz yıl önce gerçekleşmiş bir düşünce devriminden geçiyor. ''Batılı evrensel değerlerle'' Çin'in bugünkü dinamiklerinin kavramak mümkün değil. Milattan önce dördüncü yüz yılda Çin krallıkları sürekli savaş halindeydi ve kaynaklarını verimli kullanmak zorundaydılar. Bu yüzyılda Çin'de bütün kaynakların (sosyal ve ekonomik) kaydedilmesi ve rakamlara dökülmesi bir kural haline geldi.

Bugünün dijitalleşmesi ile kıyaslanabilecek bu sisteme göre siyasi, ekonomik ve hukuki süreçler (Nüfus sayımı, tarım hasılatı, üretim formları, emeğin niteliksel olarak değerlendirilmesi vs.) kayıt altına alındı ve rakamlaştırıldı. Bu devletin kontrolünü uygun hale getirdi ve sıkı kurallar konularak, normlara uymayanlar engellendi. Bu açıdan bakıldığında milattan önce 221 yılında kurulan Çin devleti, tarihin ilk teknokrat devleti idi.

***

Bu devlet (Qin krallığı) milattan önce 221-207 yılları arasında kısa bir ömür sürdü ancak Qin'in bürokratları binlerce yıl sürecek olan yeni bir güç aparatını hayata geçirdi. Bu devletin kralları etrafında ''şahsi olmayan bir kült'' oluşturuldu. Yaşamın tüm alanları neredeyse takıntı derecesinde ''nicelik'' olarak tanımlandı ve rakamların görünmeyen hakimiyeti tesis edildi.

Çin matematiğinde rakamlar sadece hesaplamaya yarayan soyut kavramlar değil aynı zamanda kozmik, tabi ve sosyal olguları tanımlayan semboller. Bu olguların barındırdığı problemler de ancak evrensel geçerliliği olan rakamlarla çözülebilir. Çin'de matematiğin gelişmesi, devletin çözmekle yükümlü olduğu sorunlarla eş değer olarak gelişti.

Bu ihtiyaçtan istatistik bilimi doğdu. Çinli askeri stratejik uzmanı Sunzi istatistik bilimini savaş sanatının anahtarı olarak değerlendiriyor: ''Kaos ya da düzen, her şey rakamlarla kaim'' Bir savaşın kazanılması cesaret ve morale bağlı değil, kaynaklar, asker sayısı, lojistik vs gibi verilerin akıllı kullanılmasına bağlı. En ideal durumda ise bir savaş hiç çatışma olmadan kazanılır.

***

Her şeyin kayıt edildiği, rakamlara döküldüğü bu anlayış Graziani'ye göre bugün Çin'de uygulanan sosyal kredi sisteminin (Çin hükümetinin vatandaşların, işletmelerin ve kurumların güvenilirliğini izleyip değerlendirmek için geliştirdiği bir derecelendirme sistemi) başlangıcı. Daha 1171 yılında kaleme alınan ''kazanımlar ve hatalar listesi'' Çin'de 20. Yüzyılın başlarına kadar toplumsal geçerliliği olan ahlak ilkeleri rehberi olarak kullanılıyordu. Bu rehberin kullanıcıları günlük olarak, yazılı kriterlere göre ne kadar iyi ya da kötü şeyler yaptıkların tespit edip, kazandıkları kredi rakamını hesaplıyordu.

Graziani'ye göre Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de tıpkı Qin kralı Han Fei gibi siyasi gücün tek ve bölünmez olduğunu ve dışarıdan gelebilecek hiçbir etkinin bu gücü sınırlamaması gerektiğini düşünüyor. Şi Cinping bu yönüyle Çin siyaset düşüncesindeki monarşik karakterin devamlılığını temsil ediyor. Bu anlayış Çin'in kuruluş yıllarında dayanıyor ve bazı siyasi bilimcilerin iddia ettiği gibi Sovyetler Birliği'nin etkisine değil.