İspanya'ya 6-0 yenilince aklıma çocukluk yıllarındaki 8-0'lık İngiltere hezimetleri ve kaleci Yaşar Duran'ın "Oynadığım en tuhaf maçtı düşünün sahada 22 kişi var ve 20 tanesi bana bakıyordu çünkü maç hep benim kalemin önünde oynandı" sözü aklıma geldi.
Aynı maçın sanki tekrar yaşadık. Tek fark İspanyollar ikinci yarıda gol atmaktan sıkıldılar.
Evet, İspanya'ya yenilme ihtimalimiz yüksekti ama bu kadar ezileceğimizi kimse tahmin etmedi.
Top göstermediler bizimkilere. Hala sahada oynar gibi ekstra paslarla goller attılar.
Barcelona icadı Tiki-Taka, İspanyol futbolcuların doğuştan kazandıkları bir futbol stili neredeyse.
Dünya futbolu uzun süre Tiki-Taka'ya çare bulamadı.
Son dönemde çok iyi kadrolar önce baskıyla bu sistemi çözdüler ama bizim oyuncu kalitemizin buna müsait olmadığını Montella görememiş!
Montella, Tiki-Taka'ya karşı diğer etkili klasik sistemi; kapanarak oynayıp, kontra ataklarla gol aramayı neden tercih etmedi
Ya da orta sahada daha defansif dirençli oyuncular tercih etmedi
Faullü, sert oynasak İspanya'nın pahalı ayakları belki sakatlanmayayım diye daha pasif kalabilirlerdi.
Maçın en çarpıcı istatistiği; bizim altı faul, rakibin ise dokuz faul yapmasıydı.
Sarı kart görmedik. Çünkü faul bile yapamadık! Hiç mi bir futbolcu isyan etmez
Montella "Bu maçı kaybedeceğiz, bari kart görmeyin" mi dedi diyeceğim ama sahaya Gürcistan maçıyla aynı dizilişle çıktı.
Ve bu resmen intihardı!
Montella, bir çıkış yolu bulmalı. Bu futbolla en iyi ikinciler arasından da çıkamayız!
En başta milli takıma bir santrafor kazandırmalı. Evet, oyuncu havuzumuzda kaliteli santrafor yok ama en azından zorlu rakipler karşısında topu ileride tutacak, takımın yerleşmesini sağlayacak bir futbolcu bulunmalı!
İleri attığımız toplar duvara çarpar gibi geri geldi!
6-0'dan sonra İspanyollar rölantide oynamayı tercih etti ama yine birçok gol pozisyonu buldular! Biraz daha iştahlı olsalar bu maç rahat 10-0 biterdi!
Sanki İspanya'nın karşısında San Marino takımı vardı!
Konya Konya olalı böyle bir eziyet görmemiştir!
***
SERVETİNİ BAĞIŞLAMAYAN BENCİL EFSANE!
Ünlü İtalyan moda tasarımcısı ve milyarder Giorgio Armani 91 yaşında hayatını kaybetti.
Şirketin hem CEO'su hem de tek hissedarı olan Armani'nin net serveti 12.1 milyar dolar.
Armani'nin çocuğu yok.
Ancak Armani her şeyi hesaplamış. Armani ölümünden önce Financial Times'a verdiği röportajda şunları söyledi:
"Devretmeyi planladığım sorumluluklar, her zaman benimle birlikte çalışan ve bana en yakın olan kişiler, örneğin Leo Dell'Orco, aile üyelerim ve tüm ekip üyeleri arasında kademeli olarak paylaşılacak."
Moda efsanesinin mirasının büyük bölümü 86 yaşındaki kız kardeşi Rosanna, iki yeğeni Silvana, Roberta ile diğer yeğeni Andrea Camerana ve Armani'nin sağ kolu olarak bilinen Pantaleo Dell'Orco'ya kaldı.
Armani'nin demek ki kedisi yokmuş. Varsa da bir diğer moda efsanesi Karl Lagerfeld gibi mirasından kedisine de pay bırakmamış.
Armani bende büyük hayal kırıklığı yarattı.
En azından servetinin yarısını hayır kurumlarına bağışlar diye düşünüyordum. 12.1 milyar doları bir ayağı çukurda 86 yaşındaki kardeşine ve yeğenlerine bırakınca ne olacak ki
Milyonlarca insanın hayır duasını almak varken mirasını zaten çok zengin olan dört-beş kişiye paylaştırmak çok garip.
Eşi çocuğu olmayan Armani gibi ultra zenginler, miraslarının ya tamamını ya da büyük bir bölümünü yardım kuruluşlarına, vakıflara bağışlar!
Ve adları sonsuza kadar anılır, takdir toplar.
Armani ultra bencil bir adam çıktı! Umarım unutulur gider!
***
OTİZME ÇARE Mİ