Dört gün yol izniniz var!
Uzak bir yere gittiğinizde normal tatil izninin dışında yol izni de alabileceğinizi biliyor muydunuz
Yıllık izninizde şehir dışına çıktığınızda, örneğin İstanbul'dan Bodrum'a ya da yurtdışına gittiğinizde yol izni alabiliyormuşsunuz.
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 6. maddesinde yer alan detaya göre, yıllık ücretli izinlerini iş yerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşuluyla gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplamda dört güne kadar izin vermek zorunda.
Çoğumuzun bilmediği, faydalanmadığı bir hak bu.
Yıllık izninizi şehir dışında kullandığınızda bazen gidişdönüş iki gününüz yolda geçebiliyor.
Böylece beş gün izin yapmış gibi oluyorsunuz.
Elbette yol izni ücretsiz izin oluyor ama çok yoğun çalışıp yeterli izin süresi olmayanlar için dört günlük ücretsiz izin faydalı olabilir.
Bu haktan faydalanmak için iznin geçirileceği yere ilişkin belge sunulması yeterli.
***
AZ İZİN YAPMAK VERİMİ DÜŞÜRÜYOR
İzinden konu açılmışken, özel sektörde bazı patronlar çalışanlarının hakkı olan izin süresinin tamamını vermemeye çalışıyor. Bazı çalışanların mobbinge maruz kalma ve işi kaybetme korkusuyla yıllık izinlerinin tamamını kullanamıyorlar.
İzine çıkmak her çalışanın doğal hakkıdır.
Aslında bu durumda işveren de kayba uğruyor. İzne çıkarılmayan ya da izini hak ettiğinden az kullandırılan çalışanlar stres, depresyon ve yeterince dinlenmedikleri için mutsuz olurlar.
Bu da iş verimini ve motivasyonu düşürüyor.
***
ORMAN YANGINLARINA MİMARİ BAKIŞ
Bazen süper güç Amerika'nın bile orman yangınlarına yenildiğini düşünüldüğünde aslında orman yangınlarına müdahalede en başarılı ülkelerden biriyiz. Asıl çözmemiz gereken orman yangınlarındaki insan faktörünü azaltmak.
Genelde olağan şüpheliler; sönmemiş sigara, kırık cam şişeleri, anız ve piknik ateşi!
Geçenlerde "Bir mimar gözüyle İzmir orman yangınları" diye ilginç başlıklı bir habere rastladım.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi eski Başkanı Mimar Şenol Şimşek, ormanlara yakın dağınık ve düzensiz yapılaşmanın zararlarından, orman yangınlarına karşı 'mimari kalkan' oluşturmaktan bahsediyordu.
İzmir ve Sakarya'da çıkan son orman yangınlarında tahliye edilen mahalleri ve yanan evleri düşünüce 'mimari kalkan' fikri farklı bir yaklaşım değil mi Ulusal ölçekli yarışmalarda, mimarlık kongrelerinde jüri üyeliği yapan, ödüllü mimar Şimşek, "İzmir'in kuzey ve güney akslarında hızla gelişen banliyöleşme, ormanla yerleşim alanlarını iç içe geçirmiştir. Bu durum özellikle Orman Kent Arayüz alanlarında yangının konutlara sıçrama riskini artıyor.
Yerel yönetimler imar planlarına yangın koridorları, tahliye yolları ve düşük yoğunluklu yapılaşma bantları gibi tasarım ilkelerini entegre etmelidir." diyor.
Mimar Şimşek peyzaj ve yanmaz malzeme kullanımında da ilginç fikirleri var:
"Ormana yakın evlerde yapı cephelerinde A1 sınıfı yanmaz malzeme, çatılarda metal ya da kiremit kaplama kullanılmalıdır.
Peyzaj da bir koruyucu katmandır.
Yangına dayanıklı bitki türleri kullanmak, yapıların çevresinde 3-5 metrelik çıplak toprak bantlar, yangın sensörlü peyzaj aydınlatmaları da riski azaltıcı mimari detaylar arasında yer alır." Ve ekliyor: "Bir mimar olarak görevimiz sadece yapı tasarlamak değil, yaşamı koruyan, doğayla uyumlu ve afetlere karşı dirençli sistemler geliştirmektir." Örneğin resimde gördüğünüz yapı Sakarya'daki orman yangınında çekilmiş.
Yukarda bahsedilen peyzaj önlemleri alınmamış ve tüm yapı çıra gibi yanacak şekilde inşa edilmiş.
Böyle birçok yapı var.
İnsanların kafalarına göre ormanlık alanlarda yapı inşa etmemeleri gerekiyor.
Yaz mevsimlerinde ormanlara girişi yasaklıyoruz ama ormanların içinde bu tarz birçok dağınık yapılaşma var. Bu da orman yangınlarının çıkışında insan etkenini artırıyor.