Mustafa Koç anısına...

Londra'daki Madame Tussauds Müzesi'nde Mustafa Kemal Atatürk'ün balmumu heykeli vardı. Ancak, Mustafa Kemal olduğuna bin şahit isterdi. Raşitik bir vücut, alakasız bir surat, ne saçı benziyordu, ne göz rengi tutuyordu.Üstelik, müzede sergilendiği yer adeta kıyıda köşedeydi, büyük devlet adamlarına ayrılan bölümde değildi.

Müzeyi her sene bir milyon kişi ziyaret ediyordu, Türk vatandaşları gördükçe kahroluyor, yabancılar ise Atatürk'ü böyle tanıyordu. Londra'ya her giden aynı şikayetle dönüyordu

Mustafa Koç, el koydu..! Madame Tussauds müzesindeki tuhaf heykelden rahatsızlık hissedenlerin başında, varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Yılmaz Büyükerşen geliyordu. ''Kendimiz yapmazsak, elaleme bırakırsak, olacağı bu'' diye düşünmüş ve sırf bu nedenle balmumu heykel çalışmaya başlamıştı.

Büyükerşen'in çabalarından önce Türkiye'de balmumu heykel yapmak için malzeme bile üretilmiyordu. Dönemin hava kuvvetleri komutanı İbrahim Fırtına, Eskişehir'de görev yaptığı sırada, Profesör Büyükerşen'in çabalarına şahit olmuştu. Bir vesileyle bir araya geldiklerinde Mustafa Koç'a anlattı. Fikri ateşledi. Mustafa Koç, balmumu heykelde en yetkin ismimiz Profesör Büyükerşen'i aradı ve ''Projenin başına geçer misiniz'' diye sordu. Cevap, elbette ''Evet''ti

Koç grubu, Madame Tussauds müzesiyle temas kurdu, resmi teklifini iletti: "Atatürk heykelini değiştirmek istiyoruz, Profesör Yılmaz Büyükerşen'in kontrolünde olacak, gereken neyse yapmaya hazırız."

Müze tarihinde böyle bir değişikliğin örneği yoktu. Mırın kırın ettiler, ''Olmaz öyle şey'' filan dediler. Koç grubu bastırdı. Müze yönetimi iki şartla kabul etti. Müzenin baş heykeltıraşı, Profesör Büyükerşen'le birlikte çalışacaktı, Koç grubu tüm masrafları karşılayacak, üstüne 70 bin pound ödeyecekti. Derhal kabul edildi.

İki şarta, iki karşı şartla cevap verildi. Müzenin heykeltıraşı öncelikle Lord Kinross'un Atatürk biyografisini okuyacak, ardından Anıtkabir'i görecek, sonra heykele başlayacaktı. Çünkü Atatürk, sadece vücut ölçülerinden, fotoğraflarından ibaret değildi. Atatürk'ün dehasını, ışıltısını tanımadan, Türk milletinin Atatürk'e sevgisini, saygısını tanımadan, Atatürk'ü Atatürk'e benzetebilmesi mümkün değildi.

Atatürk'ün 50 yaşındaki hali yansıtılacaktı. 10 Kasım 1938'de vefatından hemen sonra alınan ve Anıtkabir'de korunan birebir yüz maskı kopyalandı. Vücut ölçülerini ve karizmasını ortaya koyan fotoğraflarını Profesör Büyükerşen verdi. Bir sene çalışıldı. Gerçeğe yakışır, muhteşem bir heykel ortaya çıktı.