İsrail, geçmişte Hitler'in Musevilere yaptığı katliamın bir benzerini , şimdi Gazze halkını katlederek yapıyor. Sözde uygar (Emperyalist) batı dünyası ve Arap dünyası , büyük bir sessizlik içinde seyrediyor. Yetmiyor, İsrail'e her türlü askeri yardım yapılıyor. Suriye ve Irak için gereği yapıldı. İsrail bir yandan da İran'a sataşıyor. Sonuçta bize de sıra gelecek gibi !! Orta Doğu devamlı diken üstünde. Emperyalistler, Ortadoğu'yu bir tür salıncak gibi devamlı sallıyorlar.

Ortadoğu'nun bu sallantısından bizim etkilenmememiz düşünülemez. Çok ince bir süreçten geçerken, bizim tek vücut olarak bir arada be her açıdan güçlü olmamız kaçınılmaz. Ortadoğu bu durumda iken, içerideki bazı sorumlu, sorumsuzlar bilerek, bilmeyerek birliğimizi bozmak için gereksiz üstü kapalı bazı söylemlerde bulunuyorlar. Beyler, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyal sıkıntılar yetmiyormuş gibi, etnik meseleleri ve siyasi gerginlikleri yaratıp, ülkeyi bir de siz sallamayın.

Değerli Okurlar: Turhan Kuşlakçı'dan alıntı bir öyküyü, yorumsuz sizlerle paylaşıyorum...

Mısır'ın bir köyünde tarım mühendisi olarak çalışan bir adam, Kahire'ye gitmek üzere trene bindi. Yanına, köyün yaşlı çiftçilerinden biri oturdu. Mühendis, çiftçinin ayakları arasında bir çuval olduğunu fark etti ve yol boyunca çiftçi, her çeyrek saatte bir çuvalı çevirip içindekileri karıştırıyor, sonra tekrar ayakları arasına yerleştiriyordu. Bu durum yolculuk boyunca devam etti.

Mühendis çiftçinin bu hareketini garipseyerek çuvalın hikayesini sordu. Çiftçi, "Fareleri ve sıçanları yakalayıp bunları Kahire'deki Ulusal Araştırma Merkezi'ne satıyorum; orada laboratuvar deneylerinde kullanılıyorlar" dedi.

Mühendis, "Peki bu çuvalı neden sürekli çevirip sallıyorsun" diye sordu. Çiftçi, "Bu çuval fareler ve sıçanlarla dolu, eğer çuvalı çeyrek saatten fazla sallamaz ve çevirmezsem fareler ve sıçanlar rahatlayacak ve yerleşecekler. Bu durumda, onların gerginlikleri azalacak ve çuvalı kemirip delmeye başlayacaklar. Bu yüzden onların korku ve gerginliklerini artırmak için her çeyrek saatte bir çuvalı sallıyorum. Böylece birbirleriyle çatışırlar, içgüdülerine kapılırlar ve çuvalı unuturlar, ta ki Araştırma Merkezi'ne varana kadar" dedi.