Yapay gündemlerin ülkeye bir yararı yok!

Yaklaşan seçimler nedeniyle, siyasette kantarın topu da iyice kaçıyor. Şu anda belli yaşın üstündeki insanların bildiği gibi, geçmişte siyasette kullanılan sözlerin bir ağırlığı ve verilen vaatlerin gerçekliği tartışılmazdı. Gelin görün ki, son dönemlerde, kullanılan sözler ve verilen vaatler sadece söylemler de kalıyor. Böyle olunca da halkın siyasete inancı kalmıyor.
Ülke ekonomik olarak inanılmaz sıkıntıda. Yüksek enflasyonu TÜİK, nedenli düşük gösterirse göstersin, yokluk ve yoksulluk artık dayanılmaz boyutlarda. Diğer yandan eğitim ve hukukun geldiği nokta da hepimizin yüreğini yakıyor.6 Şubat depreminden bu yana geçen bir yıllık sürede
yurttaşlar, bu kış kıyamette hala çadır ve konteynerlerde yaşam savaşı verirken, sayın Erdoğan "Şeriat'ı" gündeme taşıyor.
Şeriatı tanımlarken de "Şeriata düşmanlık esasında dininin bizatihi kendisine husumettir" diyor.
Türkiye laik, demokratik, sosyal, hukuk devletidir ve bu ilkelere bağlı olarak yönetilir. Bu bir bireyin değil, Türkiye Cumhuriyet'i anayasasının emridir. Siz de Cumhurbaşkanı olduğunuzda göreve başlarken,
Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde,
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim" dediniz.
Bu yeminde şeriatla ilgili bir söz var mı Ülke gerçeklerini görüp onlara çözümler getirmek varken, gereksiz gündemler yaratmanın kimseye yararı yok. Yine seçimler ve yine dini içerikli söylemler.
Değerli Okurlar: Şeriat lafı ortaya atılınca, uzun yıllarını muhafazakar mahallede geçirmiş medyanın değerli kalemlerinden Sayın Levent Gültekin ne diyor diye araştırırken bu konudaki videosunu izledim. Sayın Gültekin, şeriat konusunu herkesin anlayacağı biçimde net olarak açıklıyor. Özetle Sayın Gültekin "Şeriat, Müslümanlığı yorumlamaktır diyor. Şeriatı bilmedikleri gibi, Osmanlı'nın şeriatle yönetildiğini sanıyorlar. Osmanlı saltanatla yönetiliyordu. Devamla Arabistan, Yemen, Sudan, Afganistan, İran şeriatle yönetiliyor. O ülkelerdeki şeriat yönetimleri birbirine benziyor mu Şeriat, güç kimde ise,onun uyguladığı yönetim şeklidir. Durup dururken şeriat demenin ne alemi var. Hz Muhammed'den sonra göreve gelen dört halifeden üçü, şeriatın değişik yorumlanması sonucu öldürüldü" diyor.
Özü şu: şeriat, bir İslam ülkesinde yönetiminin başında bulunan liderin kendi yönetim anlayışıdır .
Ülkede öyle bir gençlik geliyor ki, onlar sadece dünyayı tanımakla değil, sosyal yaşamda artık her şeyin farkındalar. Onlara artık gerçeklerle ilgili olmayan yalan, yanlış şeyleri kabul ettiremezsiniz. Bu konu muhafazakar kesim içinde geçerlidir. Şu anda yapmaya çalıştığınız, kendi inanç değerlerinizi topluma dayatmak isteğinizdir. Bu yapmaya ve uygulamaya koymak istediğiniz yönetim şekli de sizin, size özgü şeriat anlayışınızdır. Bu ülkenin yönetim şekli anayasa ile belirlenmiştir.