Ülke gerçekleri her şeyin önünde

CHP, tüzük kongresine gidiyor. Acı olan ise Cumhuriyet'i kuran bir partinin 100. yılında halen daha tüzük kurultayı yapıyor olması.

Dileriz, bu kez öyle bir tüzük yapılsın ki, CHP'de bir daha asla tüzük değişikliği gündeme gelmesin.

Tüzük kurultayının gerçeği "ön seçim ve örgüt" olmalıdır. Bugüne gelinceye kadar, zaman zaman ön seçim ve örgüt dile getirilse de büyük oranda genel merkezlerce uyutulmuştur.

Tüzük kongre tarihi gündeme getirildiğinde büyük bir kesim "seçimli tüzük" olsun dediler. Ekranlarda ve medyada günlerdir kongre seçimli mi olsun tartışmaları yapılıyor.

CHP'nin içinde bu tür tartışmalar yıllardır yapılır ve bugün de yapılmaya devam ediliyor. Parti içinde bu tür tartışmalar yaşanırken yapılan eleştirilerin partiye zarar vermemesine özen gösterilmesi son derece önemlidir.

"Kol kırılır yen içinde kalır" özlü sözü CHP'de hiçbir zaman olmadığı gibi şimdi de anında ortaya döküldü. Zaten, CHP'nin dışarıdan saldırılara ihtiyacı yok. İçindekiler yeter.

Eğer parti yönetiminde sıkıntılar varsa bunu kendi içinde çözmelidir. Şimdi seçmen, bunlar mı ülkede iktidar olup ülkeyi aydınlığa çıkaracaklar, bunlar şimdiden birbirlerine düşmüşler derlerse cevabınız ne olur

Parti yarım yüz yıla yakın süredir ilk kez birinci parti oluyor. Toplum, CHP'nin bu başarısı ile umutlanıp derin bir nefes alırken, parti içi yine kaynamaya başlamaz mı Ne yapıyorsunuz, tartıştığınız konulara bakar mısınız Sen ben derdine düştünüz. 2028'te Cumhurbaşkanı adayı kim olacak

Ülkenin, ekonomik, siyasi ve sosyal sorunları ile boğuştuğunu, yokluk ve yoksulluğun dayanılmaz hale geldiğini mikrofonlardan sözüm ona devamlı söyleyip, sonra da herşey güllük gülistanlıkmış gibi makam mevki için parti içini kaynatamazsınız.

Hem Cumhuriyeti kuran parti CHP'dir deyip, sonra da ülkenin bu zor günlerinde sen mi ben mi derdine düşemezsiniz.

Sayın Özel, siyasi çıraklık ve kalfalık dönemleriniz geride kaldı Artık ustalık döneminiz.

Attığınız her adım ve dile getirdiğiniz her söz CHP'yi bağlar.

Seçtiğiniz parti üst kurullarına getirdiğiniz kişilerin sorumluluğu da sizindir. CHP içinde demokrasi vardır ve her konu parti içinde tartışılır. Ama bu konular dışarıya taşmamalı. Parti kurullarında ne konuşuluyorsa ertesi gün ortalığa dökülmemeli.

Sayın Özel, Can Atalay konusu TBMM'ye geldiğinde, meclis yönetim sırası CHP'de idi. Sayın Kurtulmuş bu sıraya uymayarak, AKP'li Sayın Bekir Bozdağ'ı görevlendirdi !!

Muhalefet olarak buna sessiz kaldınız. Böyle bir durumda oturum terk edilir mi

Mecliste kürsüde konuşan bir milletvekiline, AKP'li vekil saldırıyor, olaylar büyüyor ve KAN akıyor. CHP Genel Başkanı olarak bu ilkelliği sadece bir kaç kelime ile kınayıp, "Üzüldüm kan akmasına" diyerek geçiştirdiniz. Bir eylem konulamaz mıydı

Bir Genel Başkan olarak çok koşuşturuyor, çok konuşuyor ve iktidarı ve Sayın Erdoğan'ı sık sık eleştiriyorsunuz.

Sayın Özel, anladığım kadarıyla futbolla da ilgilisiniz. "Bir futbol maçı sonunda kimin çok koştuğu değil, kimin gol attığı konuşulur".