Adalet olmadan hiç bir yere varamayız

Yerel seçimlere giderken süre her geçen gün biraz daha daralıyor. Siyasi partiler güçleri ölçüsünde farklı yerlerde adaylar gösteriyorlar. Bu seçim bir yandan da, özellikle küçük partilerin güçlerinin ne olduğunu da ortaya çıkaracak.
Tüm aydınların ortak kanısı, Türkiye'de siyasetin gittikçe kirlendiği yolunda... Kirlilikte artık hiçbir ölçü kalmadı. Acı olan, değişik ortamlarda siyaset konusu gündeme geldiğinde siyasetten öyle nefret etmişler ki 'TV'de artık siyasetle ilgili açık oturumları bile izlemiyoruz' diyorlar.
Bu yerel seçimler de AKP adeta bir meydan savaşı vereceğe benziyor. Devletin tüm imkanlarını özellikle de İstanbul'u almak için kullanacaklar. İstanbul seçimlerinde iki kez kaybeden Erdoğan, bu mağlubiyeti bir türlü içine sindiremedi. İstanbul için aday Murat Kurum'u aday gösterdiğine bakmayın siz. Gerçekte aday kendisi...
Sayın Erdoğan, ülkenin Cumhurbaşkanı olarak meydanlara çıkıyor, açılışlar yapıyor, konuşmasına başlayınca birden siyasi kimliğe bürünüp AKP Genel Başkanı oluyor ve muhalefete veryansın ediyor. İlginç olan da Sayın Erdoğan devletin tüm imkanlarını kullanarak, bir anda Genel Başkanlık konumuna geçiyor. Seçimlerde, tüm devlet imkanlarını kullanma yetkisini AYM verdi. Bu hak AYM'den alınırken alkışlanıyor ama Hatay Milletvekili için verdiği hak ihlali kararı için AYM'ye veryansın ediliyor.
Sayın Erdoğan'ın AKP'yi kurduğu dönemde, rahmetli Mehmet Ali Birant'la bir TV söyleşisinde Birant soruyor Halk size neden oy versin diyor Sayın Erdoğan, "AK Parti, şahıs merkezli bir siyaset izlemeyecek. İlkeler merkezli bir siyaset izleyecek. Liderlik sultasının kaldırıldığı bir partidir AK Parti. Liderlik anlayışı, tekelci bir aklın temsili değil, kolektif bir aklın temsilcisi olacaktır" diyor.
Yıllar geçiyor Cumhurbaşkanı oluyor. Depremde yerle bir olan kentlerimizden Hatay'da kalabalıklara sesleniyor "Merkezi yönetimle yerel yönetimler el ele vermese, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez". Kalabalık büyük bir coşku ile alkışlıyor
Demokratik bir ülkede hiçbir Cumhurbaşkanı, kendi partisinden olmayan bir Büyük Şehir Belediyesine karşı durmaz, duramaz. Örnek olarak benimde yaşadığım kent İstanbul'da ,Beş yıllık süreçte BŞBB'lığına karşı nasıl güçlükler çıkarıldığını, 20 milyon birlikte yaşadık.
Metrobüs alınacak kredi bulunuyor onay yok.
Yeni otobüs için kredi bulduk onay yok.
Hiçbir Kamu bankasından bir lira kredi yok.
BŞB'si halk ekmek büfelerinin sayılarını artırmak istiyor dolaylı engeller...
BŞB'nin elindeki tüm turistik mekanlar bakanlık bünyesine alınıyor.
Taksi plaka artışı 15 kez gündeme getiriliyor engelleniyor.
Geçmiş dönemde Tarikat, Cemaat, Turgev'e tahsis edilen gayrimenkuller ve inanılmaz boyutlardaki parasal hibeler için hukuka gidilecek engelleniyor.
Geçmiş dönemdeki çeşitli hukuksuz yapılan ihaleler ve usulsüzlüklerin adalete teslim etmesi engelleniyor ve içişleri bakanlığı dosyalara el koyuyor.
Kendi bünyesindeki şirket yönetimlerine atamalar bile ellerinden alınıyor. Bunlar sadece küçük bir bölümü.