Vahhhhh vah!

Yaşlanmak mukadder Yaşlanmak hayatı, hatıraları, sıkıntı ve zorlukları, üzüntü ve kederleri sırtlamak, yıl yıl artan biyolojik sıkıntılara göğüs germek ve her geçen gün bunca yükün ağırlığı altında yürüyemez hâle gelmektir bir bakıma Bunları niye söylüyorum Tam yirmi yıl önce oturduğumuz evin babaannesiydi... 10 dönüm, büyükçe bir bahçenin içinde aynı aileye ait üç müstakil evden birinde oturmuş, oturduğumuz süre zarfında o güzel aileyi, ailemiz kabul etmiş ve öylece de kabul görmüştük Sonra kendi evimizi satın aldık, aradan uzunca zaman geçti Hediye Teyze'yi neredeyse unuttuk... Geçen gün bir taziyede bu ailenin damadının vefat ettiğini öğrenince çocuklarımızı da alıp taziyeye gittik. Her zamanki gibi o iyice genişleyen ailenin neredeyse bütün fertleri halı gibi uzayıp giden çimlerin üzerine attıkları masalarda akşam çaylarını içiyorlardı. Hoşbeş faslından sonra Hediye Teyze'nin ne kadar yaşlanmış olduğunu fark ettim. Aradan tam 20 yıl geçmiş ve doğal olarak bizleri tanıyamıyor. Bir süre sonra bana dönüp, "sen kimsin" diyor. Kendimi tanıtıyorum. Oturduğumuz semti soruyor sonra. O semtin adını verdiğim an dudaklarından öyle bir ah düşüyor ki içim titriyor. Korkuyorum da: -Vahhhhh vahhh Bir süre uyukluyor ve sonra bana dönüp: -Bunlar çay vermediler mi size Diye soruyor. Az önce birlikte içtik ya diyorum. Bu kez: -Kafa gitti benden, kafa gitti benden! Diyor. Boş ver kafayı Hediye Teyze, sen varsın ya diyecek oluyorum, bu kez uzunca süre kendi içine dönüyor duymuyor beni âdeta derin bir düşünceye dalıyor ve az sonra; -Yarın gündüz gel de aydınlıkta tanışalım, diyor, ben seni tanıyamadım. Sen nerede oturuyordun Oturduğumuz semtin adını tekrarlıyorum yine aynı "Vahhhhh vahhh" düşüyor dilinden. Hediye Teyze tam 96 yaşında imiş. İçim burkuluyor. Yirmi sene önce ne kadar gençti oysa. Genç diyorsam da 20 sene önce bile 76 yaşındaymış! O büyükçe bahçede bostan eker, sabahtan akşama kadar bitkileriyle haşır neşir olurdu. Değişik otlardan yaptığı gözlemeleri ise muhteşem ötesiydi... Bugün o yaşa gelenlerin hiçbiri bağ bahçe işlerinde çalışamıyor. Ve akli melekeleri problemli. Önceki gün 76 yaşındaki sanatçı Musa Eroğlu, öyle bir gaf yaptı ki bütün sanat hayatını bitirdi. Yaşlanmak insanı ürkütse de normal şartlarda insanın kemale ermesi, daha çok uhrevi hayatı düşünüp tefekkür etmesi gereken