Türkiye ve Rusya'nın Suriye perspektifi!

Geçtiğimiz günlerde Moskova'da, Azerbaycanlı gazeteci Fuad Safarov'un Rusya'nın önde gelen Orta Doğu uzmanlarından Yelena Suponina ile gerçekleştirdiği söyleşi, bu soruya yeni bir boyut kattı. Suponina, Türkiye ve Rusya'nın ortak çaba harcaması gerektiğini, her iki ülkenin İsrail Başbakanı'nı kontrol altına almak için koordineli bir çaba gösterebileceğini ifade etti.

Yelena Suponina'nın Azerbaycanlı gazeteci Fuad Safarov'la yaptığı söyleşi, Rusya'nın Orta Doğu politikasında önemli bir perspektif sunuyor. Suponina, Moskova merkezli bir düşünce kuruluşunda çalışan ve Orta Doğu politikaları üzerine uzmanlaşmış bir isim. Söyleşide, Türkiye ve Rusya'nın İsrail'in Suriye'deki yayılmacı politikalarına karşı ortak bir strateji geliştirebileceği öne sürülüyor. Bu öneri, özellikle Esad rejiminin çöküşü sonrası Suriye'de oluşan güç boşluğunda, iki ülkenin ortak çıkarlarının ön plana çıkabileceği fikrine dayanıyor. Ancak, bu iş birliği pratikte ne kadar mümkün

Öncelikle Türkiye ve Rusya'nın, Suriye iç savaşında genellikle karşıt saflarda yer aldığını belirtelim. Türkiye, Esad rejimine karşı muhalif grupları desteklerken, Rusya 2015'ten itibaren Şam yönetimine askerî ve siyasi destek sağlayarak rejimin ayakta kalmasını sağladı.

Türkiye'nin Suriye'deki temel hedefleri, sınır güvenliğini sağlamak, PKK/YPG'nin bölgedeki varlığını ortadan kaldırmak ve Suriyeli mültecilerin güvenli dönüşü için zemin oluşturmak. Rusya ise, Tartus ve Hmeymim'deki askerî üslerini korumayı, Akdeniz'deki stratejik varlığını sürdürmeyi ve Orta Doğu'daki nüfuzunu artırmayı amaçlıyor.

İsrail, Suriye'de özellikle İran'ın ve Hizbullah'ın etkisini sınırlamak için düzenli hava saldırıları düzenlediğini savunsa da asıl niyetin ve amacın bambaşka olduğu açık. 2024 sonlarında Esad rejiminin çöküşüyle birlikte, İsrail'in Suriye'deki askerî operasyonları hız kazandı. İsrail basını, bu saldırıların Türkiye'nin Suriye'de artan etkisini dengelemek ve özellikle Humus'taki T4 hava üssü gibi stratejik noktalarda Türk varlığına mesaj vermek amacıyla yapıldığını iddia ediyor!

Peki bu konjonktürde Türkiye-Rusya iş birliği mümkün mü

Türkiye ve Rusya'nın İsrail'e karşı iş birliği yapma ihtimali, birkaç temel faktöre bağlı. İlk olarak, her iki ülkenin Suriye'deki çıkarları İsrail'in bölgedeki hareketlerinden doğrudan etkileniyor. Rusya, İran'ın Suriye'deki etkisini dengelemek için geçmişte İsrail ile çatışmasızlık anlaşmaları yaptı ve bu mekanizmalar, Ukrayna Savaşı sonrası bile büyük ölçüde işlerliğini korudu. Ancak, Esad rejiminin çöküşü ve Rusya'nın Suriye'deki askerî varlığının zayıflaması, Moskova'yı yeni bir strateji arayışına yöneltti. Rusya, Tartus ve Hmeymim üslerini korumak için Suriye'nin yeni yönetimiyle diyalog kurmaya çalışırken, İsrail'in saldırıları bu üslerin güvenliğini tehdit edebilir. Bu durum Rusya'yı Türkiye ile daha yakın bir iş birliğine itebilir.

Ancak Türkiye ve Rusya'nın İsrail'e karşı ortak bir cephe oluşturması önünde ciddi engeller var. İlk olarak, Rusya'nın İsrail ile mevcut çatışmasızlık mekanizmaları, Moskova'nın Tel Aviv ile ilişkilerini tamamen koparmasını zorlaştırıyor. İkincisi, Türkiye'nin NATO üyesi olması ve Batı ile ilişkileri, Rusya ile derin bir stratejik ittifak kurmasını karmaşık hâle getiriyor.