İstanbul Türk'tür, gerisi lafügüzaftır

Tarih şuuruna sahip olmak bir milletin her ferdi için zaruridir.

Bir siyasetçi için millî benlik ve tarih şuuruna sahip olmak farzdır, elzemdir, şarttır... Çünkü pratikte bir milletin adına rol kesmek, kitleleri yönlendirmek, hareketlendirmek ve dahi ülkenin bekası için söz sarf etmek yetkisi görünürde genellikle siyaset yapanlardadır.

Peki siyaset mekanizması içinde yer alanların böyle bir derdi ve tasası var mıdır

Son günlerde şahit olduğumuz pek çok söylem ne yazık ki birçok siyasinin bu şuurdan yoksun olduğunu gösteriyor. Maalesef yarın ülkenin bekası için sorun teşkil edebilecek kimi meseleler pervasızca çarpıtılıyor ve bugünün şartları içinde düşünülmeden sarf edilen o kimi söylemler ve konuşmalar birkaç bin oya tahvil ediliyor!

Daha önceki gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu öyle bir konuşma yaptı ki pes dedirtti:

"Bu şehir, herkesin şehri. Bu şehir, 16 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının şehri. Bu şehir Kürtlerin şehri. Bu şehir Alevilerin şehri. Bu şehir Boşnakların şehri. Bu şehir Ermenilerin şehri. Bu şehir Süryanilerin şehri. Bu şehirde, 16 milyon özgür Türkiye Cumhuriyet vatandaşı var."

Büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmet Han'ın fethettiği bu şehirde hiç Türk yokmuş kabilinden yapılan, etnik ve mezhepçiliğin tavan yaptığı bu talihsiz konuşma kimin işine yaradı acaba

Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti'ni meydana getiren halkın genel adıdır. Türk milleti yok sayılamaz zira Türk milleti etnik değil ülkenin asli ve kurucu unsurudur. Türkiye bu ülkenin adına, Türk bu ülkenin halkına denir!

Dolayısıyla İstanbul Türk'tür, gerisi lafügüzaftır!

Tabii bir de son yıllarda "Türkiyeli", "Türkiye halkları", "Anadolulu" tabirlerini kullananlar var. Bunların bir plan dâhilinde bu kavramları kullandıkları açık. Amaç Türkiye'de yeni tartışma alanları açmak, kimi kesimleri kimlik üzerinden yeni arayışlara sokmak ve uzun vadede kaos çıkarmak. Taktik aynı: Böl, parçala, yut!..

Orta Doğulu zihin ne yazık ki böyle çalışıyor!

Bu taktik öyle tanıdık ki. Osmanlı devletini de böyle çökertmişlerdi. Her kafasını uzatanın ses çıkarıp hak talep ettiği o karmaşa, koskoca imparatorluğu içeriden, temelinden zayıflatmış bütün enerjisini bitirmişti.

Bugün üç beş bin oy daha fazla almak için sık sık etnik ve mezhepsel meseleleri kaşıyan, tribünlere oynayan siyasilerin daha sorumlu ve şuurlu davranmaları gerekiyor.