Büyük devletlerin büyük kültürleri olur.
Büyük millet olmanın, tarihte derin izler bırakmanın kültürel bir karşılığı da vardır. Türk Milleti, Türk-İslam medeniyeti dairesine girdikten sonra kısa zamanda hem kendini hem de çevresindeki milletleri çok farklı bir boyutla buluşturmuştur.Sayısız imparatorluk ve devletler kuran, temayüz ettiği çağa mührünü vuran Türk milletinin en büyük başarısı hiç şüphesiz bağrında inkişaf eden millîkültür ve medeniyet unsurlarıdır.Bugün dünya milletlerinin çoğu hiç de parlak olmayan geçmişlerini temize çekmek, yeni kuşaklara millîperspektifler sunmak amacıyla yapay kültür ve medeniyet unsurları ortaya çıkarırken, Türk milleti ne kadar sınırsız bir kültürel mirasa sahip olduğunu tecrübe ediyor.Son yıllarda köylerimizi ve kasabalarımızı dahi ele geçirmeye çalışan modernitenin bir hayli başarılı olduğuna hüzünle tanıklık ederken geleneksel sanatlarımızın folklorumuzun, halk kültürümüzün, medeniyet unsurlarımızın unutulmaya, sahipsiz kalmaya başladığı bir dönemde bir şey oldu.Bir köşede duran ve hatırlanmayı bekleyen kültür unsurlarımıza zarif bir el uzandı. Bu el, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kıymetli eşleri, Hanımefendi Emine Erdoğan'ın eliydi.Pek çok programına iştirak etmiş bir yazar, bir Türkolog olarak bu programlardan çok şey öğrendim, çok şey hatırladım, yeni baştan hafızam tazelendi. Hemen her programda sosyolojimizin farklı bir kesimini bu hatırlatmalarla buluşturan Hanımefendi, yüklendiği bu misyonu uluslararası düzlemde de zarif bir lisanla insanlığa duyurdu, duyuruyor.Geçen hafta Hanımefendi, New York'ta idi.Bugüne kadar hiçbir lider eşinden görmediğimiz, aşina olmadığımız bu vizyoner duruşa hayran olmamak elde değil. Cumhurbaşkanımızın her programında Hanımefendi, kültürel ve insani programlarıyla hem diğer lider eşlerine hem de bulunduğu ülke insanına ve dünyaya yumuşak güç diplomasisiyle eşsiz mesajlar veriyor.Hanımefendi, bu seyahatinde de Türkevi'nde "Çeyiz" geleneğimizi dünyaya tanıttı. Anadolu'da "kız beşikte, çeyiz sandıkta" sözünü herkes bilir. Geleneksel "Çeyiz sandığı" ve çeyiz kültürünün maddi ve manevi yönlerini pek çok veçhesiyle dünyaya anlatan Hanımefendi;"Her bir sandık, içinde bir tarih taşır. Çeyiz geleneği hepimizi ortaklaştıran bir kültür. Çeyiz geleneğimize dair bütün bu kültürel mirası paylaşırken tarihe yapılan sade bir övgüden öte bir çabamız olduğunu vurgulamak isterim. Kültürel mirasların doğru değerlendirildiğinde insanlık olarak sürüklendiğimiz bunalımlara çözüm sunacak potansiyeli barındırdığına yürekten inanıyorum...