Son birkaç gündür malum dizi eleştiriliyor.
Aslında bu diziye benzer o kadar çok dizi ve yapım var ki! Ama kıyamet bu dizide koptu!Şans diyelim. Senelerdir ekrana gelen sayısız dizinin içeriği de bu dizi nevinden yapımlardı ve senelerce toplum sosyolojisini öyle zehirlediler ki toplum bunu neredeyse kanıksadı.Mesele sadece dizilerle de bitmiyor! Yemek programlarındaki dengesizlikler, sabah ve akşam kuşağındaki kadın, tartışma ve müzik programları… Tümü aynı zihniyetin ürünü olarak ekranlara geldi ve getiriliyor!Ekranlarda pespayelik akıyor...Kocasını aldatan ve başkasından çocuk peydahlayan sayısız kadın, bunu yüzü kızarmadan itiraf etmedi mi milyonların önünde Etti. Peki binlerce kadın çoluk çocuğunu bırakıp başka evli erkeklere kaçmadı mı Bu gerçekliği bu toplum izlemedi mi İzledi. Ya evlilik programları! O programlarda türlü rezillikler seyredilmedi mi Aşk-ı Memnu dizisi reyting rekorları kırmadı mı Kırdı.Sosyal medya üzerine bilmem ki kaçıncı yazım… Sosyal medyanın toplumun kılcallarına girip zehrini zerk ettiğini, bazı kesimlerin bu mecraları kriminal araçlar olarak kullandıklarını bilmeyen var mı Geçtiğimiz gün MHP lideri Devlet Bahçeli de bu konuda önemli bir açıklama yaptı. Bahçeli dedi ki:"Sosyal medyanın kökü kazınmalı. Hem aile yapımız hem toplumsal barışımız hem de dayanışmamız ve yeni neslimizin sağlıklı yetişmesi açısından dikkatli olunması gerekiyor. Bana kalsa yarım saatin içinde sosyal medyanın hepsini kapatırım!.."Devlet Bahçeli'ye katılmamak mümkün mü Ne duruyoruz Bu mecralar bizlere yozlaşmak dışında ne getirdi Gençleri, çocukları hem ailesinden kopardı hem de kendi kültürüne ve örfüne, ahlaki değerlerine, millîve manevi hasletlerine yabancılaştırdı. Bizim insanımız pervayı bıraktı. İlkokul mezunu olan, profesöre racon kesmeye, bilmeyen bilene ders vermeye başladı!Mahkeme tutanaklarına bakılsın lütfen! Evini barkını bırakıp yabancı erkeklere kaçan kadın ve kızların da evini terk eden, eşini ve çocuklarını yüzüstü bırakan erkeklerin de tümü "sosyal medyada tanıştım" diyor!Hasılı sosyolojimizi çürüten, bozan araçlar o kadar fazla ki! Hükûmetin belki de "Medya ve Enformasyon Bakanlığı" kurarak meseleyi kökünden çözmesi lazım.Malum dizi ve türevleri bir daha yayınlanmamak üzere büyük cezalar almalı. Ancak kadın programları da yayından kaldırılmalıdır. Çünkü birer kurgudan ibaret olan dizilerdeki hikâyeler, bu kadın programlarında alenen yaşanmış olarak toplumun önüne çıkarılıyor! Yani RTÜK bütün bu programların tümünü mercek altına almalıdır.Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, kamuoyundan malum diziye gelen tepkiler üzerine harekete geçti! RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in dediği gibi:"Aile Yılı'nda aile yapımıza zarar veren içerikler affedilemez." Bu soruşturma, millîmanevi değerlerimizi koruma adına atılmış doğru bir adım. RTÜK, toplumun vicdanı olarak görevini yapıyor; dizinin yapımcıları ise fragmanları kaldırmakla yetiniyor, ama özür dilemek yerine savunmaya geçiyor.