Bir vefa abidesi:Dr. Enver Ören

Kendisiyle yakından tanış olma şerefine nail olamadım yazık ki

Ancak kendilerini çok iyi tanıdığımı düşünüyorum zira bir insanı ortaya koyduğu eserlerden, bıraktığı izlerden tanırsınız. Çocukluk ve gençlik yıllarımızda ruhumuzu nakış gibi mayalayan bir gazete ve yıldızlar geçidinin patronuydu Enver Ören. Yok yok daha doğrusu 'Abisiydi' demeliyim

Bir bilim insanıydı, akademisyendi, düşünürdü, gazeteciydi, babaydı ve çalışanlarına abiydi Türk medyasında "Abi' diye hitap edilen bir başka medya patronu yoktur! İlklerin ve başlangıçların insanıydı. Hakikat gazetesiyle çıktığı Babıali'de bir süre sonra "Türkiye" olarak yoluna devam etti.

Ve Türkiye gazetesi öyle büyüdü ki 1989 yılında tiraj rekoru kırdı. Sağ kesimin bütün renklerinin, ünlü edebiyatçılarının fıkra yazarlığı yaptığı bir gazete olarak devrin en büyük gazetesi oldu. Kimler gelip geçti

Edebiyat tarihinin birçok yıldız ismi bu sütunlarda biz okurlara feyiz verdiler. Tarık Buğra, Dilaver Cebeci, Ergun Göze, Ahmet Kabaklı, Olcay Yazıcı, Yavuz Bülent Bâkiler, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Gürbüz Azak, Sevinç Çokum, Ayşe Göktürk Tunceroğlu, Servet Kabaklı vs...

Merhum Seyyid Ahmet Arvasi, Mustafa Necati Özfatura, Ayhan Songar, Nevzat Yalçıntaş, Ömer Öztürkmen gibi isimler düşünce dünyamızı fetheden isimlerdi. Daha ismini hatırlayamadığım o kadar çok isim var ki

Büyük çoğunluğu ebediyete irtihal etmiş bu isimlere Türkiye gazetesinin kapılarını açan Enver Ören hem edebiyatımıza hem düşünce hayatımıza büyük katkı verdi. Gazetenin sütunları bir yıldızlar geçidi gibiydi. Şairler, romancılar, edebiyat tarihçileri, bilim insanları, mütefekkirler vs

İşte bu bakış açısının mimarı hiç şüphesiz Enver Ören idi Bir vefa abidesiydi. Merhamet, diğerkâmlık, kadirşinaslık, şefkat, nezaket ve nezahetin timsaliydi. Hiç şüphesiz Türk medyasının gülümseyen yüzüydü. Şiir kitapları üzerine tez hazırladığım Yavuz Bülent Bâkiler'in şu sözleri ne kadar değerlidir: "Bugün oturduğum evi Enver Ören'in yardımlarıyla aldım!"

Hiç unutmuyorum. Kazakistan Büyükelçiliği rezidansının bahçesinde Büyükelçi Abzal Saparbekoğlu'nun verdiği davette bir de ödül almıştım. İsmim anons edilince yanıma ismini bilmediğim seksen küsur yaşlarında bir beyefendi geldi ve şunları söyledi:

-Hanım kızım, senin merhum patronun öyle vefalı öyle mert bir adamdı ki 1980 darbesinde hapishanede idim. Kimselerin arayıp sormadığı beni bir tek Enver Ören ziyaret etmiş, hâlimi ahvalimi sormuş ve maddi yardım teklifinde bulunmuştu. Allah gani gani rahmet etsin