Batı, dünyada sorgulanıyor!
Liberalizm dünyayı kuşattıkça birçok ülkeden itiraz sesleri yükseliyor.
Batı medeniyetinin kitlelere huzur ve mutluluk getirmediğini gören ülkeler yeni arayışlar içine girdi. Geleneksel değerlerin ve tarihîgenetiğin hatırlanması, yeni baştan toplumlara hatırlatılması süreci işliyor ve dünya yeni ideolojilerin biçimlendireceği süreçlere doğru dönüyor.Semavi dinlere karşı Batı toplumlarındayürütülen LGBT gibi, ateizm gibi, postmodernizm gibi akımlara karşı gelenekselliği savunan kimitoplumlar bu yıkıcı faaliyetleri engellemek için bazı tedbirler almaya başladı. Bu ülkelerin başında büyük komşumuz Rusya geliyor.Ülkemizde sahte, bize uymayan, gelenek ve sosyolojimizi tahrip eden itaatkâr Batıcılık ne yazık ki genlerimize kadar işledi. Tanzimat'ta temelleri atılan bu itaatkâr Batıcılık Cumhuriyet döneminde de hiç sorgulanmadan kılcallarımıza yerleşiverdi. Bugün içinde bulunduğumuz tartışma ve kavgaların temelinde de bu hakikat vardır.Liberal ekonominin, kapitalizmin kitleleri asla mutlu etmediği, kimi ülkeleri felakete sürüklediği ve dünyaya kaos getirdiği yönündeki eleştiriler birçok ülke kamuoyunda ciddi taraftar topluyor. Bu, bizim ülkemizde de yüz yıldır tartışması süren bir sorundur.Ünlü Rus ideolog Alexander Dugin de bu konuda en fazla konuşan ve fikir üreten düşünürlerin başında geliyor. "Siyaset Felsefesi Avrasya" konulu makalesinde -bizlere de ders olacak nitelikte- Batı hakkında şunları söylüyor:"Rusya'nın bir Batı Fenomeni olan Kapitalizmle yüzleşmesi gerekecek. Bundan böyle Batı körü körüne taklit edilecek bir nesne değil, sonsuz eleştiri nesnesi olacak. Ancak bu eleştirinin ardından alternatif olumlamalarımız ortaya çıkacaktır:-Ortodoksluk, ateşli ve aktif bir inanç, sadık ve birleşik aile kurumu, insanlar arasında dayanışma, sevgi, kahramanlık, devleti inşa etme konusunda büyük bir irade gücü, adalet duyguları gibi alternatiflerimiz olacak"Dugin, Rus toplumunun kurtuluşunu bu değerlerin inşasında görüyor. Yani önce Batı taklitçiliğinin ortadan kaldırılmasını sonra da Rus kültürünün diriltilmesini savunuyor.Oysa Türk toplumuna bütün değerler manzumesini hem İslam inancı ve ahlakı hem de örf ve âdetler eksiksiz veriyor. Lakin Tanzimat'tan bu yana bu değerlerin karşısına oturtulan Batı kültürü zaman içinde sosyolojimizi dejenere etti ve bugünlere getirdi.