Teknik direktörlük zor zanaat

Teknik direktörlük zor bir iştir. Öyle bizim gibi klavye başında atıp tutmak gibi bir şey değildir.

Futbolu iyi bilmek, analiz yeteneği ve iyi bir teknik kadro tabii ki olmazsa olmazıdır bu işin ama yeterli değildir. Zaten bir insan, bu mesleği seçmişse, o kurslardan başarıyla geçmişse futbolu bilmediğini söylemek anlamlı bir eleştiri değildir. Hele bir de arkasında parlak bir futbolculuk geçmişi varsa.

Ancak şu ana kadar yazdığım özellikler bir ikinci adam için de doğru özelliklerdir. Birinci adam olmanın farkı, idarecilik özelliğidir. Bunu zamanın gereklerini de göz ardı etmeden doğru şekilde yapmak başarının anahtarıdır.

Günümüzde tüm dünyada futbolcular, ülke nüfusunun ortalamasının üzerinde para kazanıyor. Buna sosyal medya takibini ve bunun getirdiği büyük hayran kitlesini ekleyin.

Bu, yaşı 20 ila 35 arasındaki futbolcuyu kontrol etmenin ve ondan sahada en iyi performansı almanın yolunu bulmak zorundadır teknik direktör.

Daha zoru da şudur. Her futbolcunun karakteri farklıdır. Hepsine aynı yöntem sökmez.

Teknik direktör öncelikle oyuncusunun saygısını kazanmalı. Bunu sağlarsa onu oynatmadığında da yanında olmasını garanti eder.

Egoları ve cüzdanları şişkin bu gençleri yönetebilmek büyük bir iştir.

Bundan birkaç yıl önce Amazon Prime için Manchester City'nin bir sezonluk belgeseli çekilmişti. Pep Guardiola, bir maçtan sonra takımla birlikte soyunma odasında omuz omuza tezahürat yapıyordu. Aynı Guardiola, birkaç hafta sonra puan farkının gevşekliğini antrenmana yansıtan futbolcularına küfrediyordu.