Toplumsal ahlak erozyonu, Türkiye'nin başındaki en önemli sorunlardan birisi. Politikacısından gazetecisine, iş adamından spor yöneticilerine, sporcusundan taraftarına kadar bu durumdan uzak kalma şansımız yok.

Her insan böyledir demek haksızlık olur. Ama ülkenin ortalaması maalesef böyle.

Sadettin Saran meselesinde koparılan gürültü bu durumun sonucu. Ahlak erozyonu beraberinde sahte ve yüzeysel ama aynı zamanda abartılı bir ahlakçılık getirir. "İstifa etmeli" haykırışları, sahte ahlakçılığın sosyal medyanın da yardımıyla nasıl gürültü çıkarabileceğinin kanıtı. Halbuki zaten Fenerbahçe tüzüğü ortada. Eğer mahkumiyet gerçekleşirse bunu konuşmak gerekir. Sonucu beklemeden yapılan saldırı ciddi anlamda art niyet içeriyor.

Tabii ki bu özel yaşamı ilgilendiren bir mesele. Peki ya Erden Timur'un gözaltına alınması Suçlamalar ciddi. Masumiyet karinesi önemli tabii ki. Ancak futbol dünyası, bu kavramı unutalı 14 yıl oldu.

Karinecilerin bir kısmı gerçekten de hukuku ön plana çıkarıyor. Ancak önemli bir kısmının yukarıdaki sahte ahlakçılarla ciddi anlamda bir kesişim kümesi oluşturması niyetlerini açık ediyor. "Tanıyorum iyi çocuktur" hukukta geçerli bir kavram değil. Pandoranın kutusu açıldı. İçinden kimin çıkacağına biz karar veremeyiz. Dileğe tabi değil.