Klasik CHPx27;liler İmamoğlux27;na neden saldırıyorlar

İmamoğlu'nun mazbatasını aldıktan sonra makam odasında Kuran okutması üzerine, klâsik ve kökten laikçi CHP'liler: Saldırıya geçti...

Bu saldırıyı neden yanlış bulduğumu anlatmaya çalışacağım...

Canlarım...

İnsanı insan yapan değerlerin başında özgürlük geliyor...

Ama...

Bu öyle bir hak ve duygu ki:

Sınırsız değil...

Özgürsek, sorumlu...

Sorumluysak da:

Özgür olabileceğimizi kabul etmeliyiz...

Zihnen gelişmiş insan özgürlüğünü:

"Sorumsuz ama yetkili bir şey (Bir makam, bir mevki) olmak için" değil...

"Sorumluluğunun bilinci ile ve bir şey yapmak" için kullanırsa değerlidir...

İmamoğlu inancını:

"Dindar olmakDindar görünmek" için değil de...

Seçildiği kentte yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için değerlendiriyor olamaz mı..

Yani...

İmamoğlu seçilme özgürlüğünü kullanıp belediye başkanlığına aday olurken:

"Bir büyükşehir belediye başkanı olup, ihalelerden zengin olmayı" değil de...

"Bir kentin insanlarına hizmet etmeyi" hedeflemiş olamaz mı..

Yani...

Belediye başkanlığı araç...

Hizmet, amaç olamaz mı..

Canlarım...

Artık hep birlikte lütfen şunu kabul edelim...

Yanlış olan "dindarlık, inanmak, inançlı olmak" değil...

Yanlış olan:

İbadet etmek de değil...

Yanlış olan:

Dini, inançları:

Devlet işlerinde...

Kurumlarda...

Kurumların yönetimlerinde...

Ve...

İnsan ilişkilerinde:

İstismar etmektir...

Komünist Sovyet İmparatorluğu kurulduğunda yeni doğmuş olanlar...

Sovyet imparatorluğu çöktüğünde 70 yaşını aşmışlardı...

Ancak...

70 seneyi geçen ömürlerinde...

İbadete açık tutulan tek bir kiliseleri bile olmamıştı...

Ama...

O 70 yaşını aşmış insanlar...

Komünist Sovyet İmparatorluğu çökünce ilk olarak ve topluca:

Kapalı olan kiliselere koşmuşlar...

Kiliseleri ibadete açmışlardı...

Çünkü...

Okullarda öğretilmeyen din:

Evlerde öğretilmişti...

Ve büyük ihtimalle de...

Tıpkı bizde olduğu gibi:

Yanlış öğretilmişti...

BAŞLAR BELÂYA GİRER

9 Ekim 2021 tarihli bir paylaşımımda şöyle demiştim:

"Putin'den yasa teklifi; 'Yolsuzluk yapanların mal varlıkları emeklilere dağıtılacak'."

Nitekim...

Kısa bir süre sonra Rusya'da yapılan emeklilik reformları çerçevesinde:

"Yolsuzluk yapanların mal varlıklarının emeklilere dağıtılması kanunu" çıkarıldı...

Türkiye'de böyle bir kanun çıkarılırsa...

Emeklilerin 30 yıllık gelirleri garanti altına alınır...

Ama...

Bizde bu kanun en az dört yıl daha çıkmaz...

Çıkarılamaz...

Çıkarılması teklif bile edilemez...

Ya dört yıl sonra..

Onu da o gün tartışırız...

Şimdi tartışırsak...

Teklif edenlerin hepsinin başı belâya girer...

Günün sözü

"Hata yaparak geçmiş bir zaman, hiçbir şey yapmadan geçmiş bir zamandan sadece daha şerefli değil, aynı zamanda daha da yararlıdır...".

George Bernard Shaw

CHP KÂRLI ÇIKMAZ

Bu defa bir fıkra değil bir kıssa anlatmak istiyorum...

Çaylaklar ve kargalar ormanda buldukları bir avı, yarı yarıya paylaşacaklarına dair bir anlaşma yaparlar...

Ve arayışa geçerler...

Bir ağacın altında, Avcılar tarafından yaralanmış bir tilki bulurlar...

Ve hemen etrafını sararlar...

Kargaların şefi:

"Biz tilkinin üst tarafını alacağız" der...

Çaylakların şefi karara itiraz etmez:

"O halde biz de alt kısmını alırız...".

Tilki kendi bedeninin paylaşımıyla ilgili bu pazarlığı duyar...

Gözlerini aralar:

"Ben" diye başlar, "çaylakların, kargalardan daha üstün yaratıldıklarına inanırım..."

Çaylakların şefi:

"Tabii ki doğru" der ve devam eder, "biz tilkinin üst kısmını alacağız...".

Kargaların şefi:

"Hiç de bile" diyerek itiraz eder, "daha önce kararlaştırdığımız gibi üstünü biz alacağız...".

Bozulan uzlaşma sonucu taraflar birbirleriyle savaşa tutuşurlar...

Her iki taraf da büyük kayıplar verir...

Geriye kalanlar zorlukla kaçarlar...

Tilki orada birkaç gün daha kalırken...

Ölü çaylaklar ve kargalarla beslenir...

Daha sonra da gücünü toplamış olarak oradan ayrılır...

Yolda giderken şöyle düşünmektedir...

"Güçlülerin savaşından zayıflar kâr eder...".