Bugün içinde hiçbir siyasetçinin adının geçmediği...
Zaten siyaseti de pek fazla konu etmeyen iki yazı sunacağım...
Bildiğiniz gibi pazar günleri Türkiye'de siyaset tatil yapıyor...
Haliyle biz yorumculara da konu çıkmıyor...
Aslında...
Haftada bir gün:
İçinde siyasetçi adı geçmeyen yazı yazmayı hep istemişimdir...
Bugün işte o tercihimi yerine getirmeye çalıştım...
Bundan sonra da pazartesi günleri bu köşede...
İçinde "siyasetçi adı geçmeyen" yazılar okuyacaksınız...
Umarım sözümü tutabilirim...
SONUCU SÖYLESEM NE OLACAK Kİ..Çevrenize bir bakın...
Yüzlerce televizyon kanalı...
Onlarca gazete...
Sayısız kitap ve...
Koca bir internet (Sosyal medya...).
Bizlere "gerçeği" sunmak için hazır kıta bekliyor...
Ama...
X kanalını izlerken öğrendiğimiz gerçekler...
Y gazetesini açınca birden şekil değiştiriveriyor...
İşin kötüsü...
Emin olmak için girdiğimiz internet siteleri (Sosyal medya) ve başvurduğumuz kitaplar da:
Ya birini ya da diğerini doğruluyor...
Kanıtlar ve karşı-kanıtlar havada uçuşuyor...
Yorumlar, demeçler, görüntüler, ek iddialar, yalanlamalar, alaylar, hakaretler gırla gidiyor...
Ve...
En sonunda halen hangisinin daha gerçek olduğunu bilmediğimiz nice gerçekten biri:
Bizim için bir inanç...
Bir tercih veya...
Bir zorunluluk haline geliyor...
Bazılarımız vicdanıyla seçiyor gerçekleri...
Bazılarımız sağduyusuyla...
Bazılarımız menfaatleriyle...
Bazılarımız ise:
Sadece takıldığı ortama göre...
Derken, sadece kendi doğrularımızın gerçekliğine kapılmış buluyoruz aklımızı...
Aslında pek "bulduğumuz" da söylenemez...
Çoğu zaman hissettirmeden kapıp götürüyor bizi olaylar, doğru-yanlış...
Ama...
Zamanla...
"Gerçek" dediğimiz şeyin aslında bizim kim olduğumuzu ifade eden bir tercihten ibaret olduğunu unutup:
Ona göre tavır belirliyor...
Ona göre ittifaklar kurup...
Ona göre savaşlar açıyoruz...
Ve nihayet...
İnandıklarımız kadar gerçek ve inanmadıklarımız kadar yalan bir dünyada...
Allah'a Allah olduğunu...
Veya...
Kaos olduğunu...
Veya...
Sadece bizim Tanrımız olduğunu...
Veya...
Kapitalist olduğunu...
Veya...
Terörist olduğunu...
Veya...
Öldüğünü...
Veya...
Hiç var olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz...
Sonuç..
Sonuç mu..
Milletçe, meydana gelen bütün bu sonuçların sebebini bilmeden...
Sonucu söylesem ne olacak ki..
CEVAP VERMEMEYİ TERCİH EDİN...Günümüzde pek fazla diktatör yok zira...
Onların yerini anayasaları istismar eden totaliterler aldı...
"Örnek ver" demeyin lütfen...
Canlarım...
Totalitarizm yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda...
İnsan doğasının ve toplumsal ilişkilerin derin bir sorgulanmasıdır...
Bireylerin yaşamlarının her alanını kontrol etmeye çalışan sistemlerdir...
Totaliter liderler:
Yalnızca siyasi gücü değil, aynı zamanda...
Bireylerin düşünce ve davranışlarını da kontrol etme amacı güder...
Bu bağlamda, totalitarizm:
Bireyin özgürlüğünü ve mahremiyetini tamamen ortadan kaldıran bir düzendir...
Totaliter