TOBB ve MÜSİADın oyununa geldiler

12 Eylül 1980 darbesi dahil, askerler genelde...

Büyük sermayenin (TÜSİAD) kontrolü altında ve...

Talebi üzerine darbe yapıyor...

Ekonomi yönetimini büyük sermayenin teknokratlarına teslim ettikten sonra...

Sendikalar ve aydınlar üzerinde baskı kuruyorlardı...

Böylece:

Grevler kaldırılıyor...

Maaş ve ücretlere sınırlamalar getiriliyordu...

O dönemin büyük sermayesi dış rekabeti...

Kendileri için tehlikeli gördüğünden ötürü:

Ekonominin dışa açılmasını istemiyordu...

Bu son dönemin büyük sermayesi ise rekabetin kendilerinin ufkunu açtığını...

Üretim modelini geliştirmek zorunda bıraktığını biliyor...

Rekabeti, düşük ücret (Vasıfsız iş gücü) ile değil...

İnovasyonla ve faktör verimliliğiyle elde ediyor...

Gelişmiş ülkeler ölçeğinde demokrasi ve hukuk devleti talep ediyor...

Diğer yanda TOBB ve MÜSİAD ise rekabeti:

Ucuz iş gücüyle yapmaktan yana...

Çünkü...

İnovasyon ve faktör verimliliğini gerçekleştirecek vasıfta patronaja sahip değil...

Demokrasiden de hukuk devletinden de nefret ediyor...

Onların gönüllerinde Singapur modeli yatıyor...

Bugüne kadar TOBB ve MÜSİAD yönetimlerinin:

"Demokrasi, hukuk ve bağımsız yargı" talebi oldu mu..

Ama TÜSİAD her toplantısında:

"Demokrasi, hukuk devleti ve bağımsız yargı" talebinde bulunuyor...

Meselâ Suriye'deki operasyon...

Esad'dan demokrat olmasını istemek için yapılmadı...

Suriye'den Türkiye'ye ucuz emek akımını sağlayabilmek amacıyla yapıldı...

Bunu daha o zamanlar söylediğimi, yazdığımı, beni izleyenlerin hepsi bilir...

Normal şartlarda milyonlarca vasıfsız ama ucuza çalışan Suriyeliyi:

"İthal işçi" olarak getiremeyecekleri için...

Suriye'yi kaşıdılar...

Ve:

"Ensar" yutturmacasıyla...

Milyonlarca Suriyeliyi:

Sınırdan, kontrol bile etmeden ülkemiz topraklarına kabul ettiler...

Çünkü...

TOBB ve MUSİAD bir yandan gelişmemiş teknolojileri ile ihracat yapmak istiyorlar...

Diğer yandan sendikaların yüksek ücret talepleriyle karşılaşıyorlardı...

Oysa...

Demokrasiyi rafa kaldırmış pek çok az gelişmiş ülke:

Aylık 120-150 dolarlık işçi ücretleri ile...

Bizim orta ve küçük boy ölçekli işletmelerle rahatlıkla rekabet edebiliyor...

Daha düşük maliyetleri nedeniyle:

Daha ucuza ürün satabiliyorlardı...

Yapılması gereken belliydi...

Ayda 120-150 dolar maaşa çok rahat çalışabilecek olan Suriyeli işçiler:

Türkiye'ye çekilecekti...

Bu, Suriye'den Türkiye'ye "işçi talebi" yoluyla yapılamayacağına göre...

Zorunlu bir göç olmalıydı...

Yani...

Suriyeli işçiler Esad'ın baskısından dolayı Türkiye'ye iltica etmeliydiler...

Aynen de öyle oldu...

Dönemin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı...

Belki de...

Bile isteye:

TOBB ve MÜSİAD'ın oyununa geldiler...

Günün sözü

"Emek, sermayeye öncüldür ve ondan bağımsızdır. Sermaye ancak emeğin meyvesidir ve emek olmadan sermaye olmazdı. Emek sermayeden üstündür ve daha büyük önem arz eder...".

Abraham Lincoln

LAF OLSUN TORBA DOLSUN

Muhalefet partileri, Erdoğan'dan:

İsrail'le ticareti kesmesini istediler...

Erdoğan oralı bile olmadığı gibi...

Bu talebi duymazdan gelip...

İsrail'le ticareti muhalefet partileri yapıyormuş gibi:

Onları suçladı...

Neden..

Çünkü...

Erdoğan biliyor ki...

Muhalefetin eleştirileri...

Ya da:

"İsrail'le ticareti kes" çağrıları medyanın 80'i tarafından halka ulaştırılmıyor...

Devletin TRT'sinde bile haber olmuyor...

Ama...

Erdoğan, İsrail'le ilişki halinde olan muhalefetmiş gibi konuştuğunda

Halkın 80'i bunu duyuyor...

Demek istemem o ki:

Türkiye'nin "demokratik bir hukuk devleti" olduğunu...

Her siyasi partinin Devlet karşısında:

"Eşit" olduğunu iddia etmek...

"Laf olsun torba dolsun" mealinde bir söylemden başka bir şey değildir...

AKLETMEYEN ZAVALLILAR

Diyanet İşleri Başkanı'nın kızı lüks arabasının anahtarına "şiir" yazmış...

Yazdığı şiiri de sosyal medya hesabından paylaşmış...

Vicdan sahibi kamuoyu haklı olarak...

Bu Hanımefendiyi sorguluyor...

Ve...

Babası Ali Erbaş'ın:

Açlık ve yoksullukla boğuşan vatandaşa, "sabır" çağrısı yapıp lüks ve şatafattan kaçınılmasını isterken...

Kendisinin, lüks aracının anahtarına şiir yazmasını yadırgıyor...

Eğitimsiz insanları dinle uyutan bu insanlara:

"Zavallı halkı neden aldatıyorsunuz" diye eleştiri yöneltmekten daha ziyade:

Dinle uyutulmuş milyonlarca yurttaşa:

"Bu insanlar tarafından bu kadar kolay neden aldatılıyorsunuz" diye sitem edilmesinden yanayım...

Aldatılmak insanı masum yapmaz...

Zira...

Allah, kullarına sorgulaması için:

Akıl vermiştir...

O nedenle, Kur'an neredeyse her ayette:

"Akledin, aklınızı kullanın" diye emreder...

Akledebilmek için ise tabii ki:

Sorgulamak...

Şüphe etmek esastır...

BU DA UYARI

Mehmet Şimşek, sadece: