Canlarım...
ABD'de yıllık 6'yı aşan enflasyonu 2.50'ye indirmek için:
Öncelikle:
Yıllık 6'dan fazla faiz verilir...
Kitleler şöyle düşünür:
"Bu kadar yüksek faizle tüketiciler piyasadan çekilir...
Üreticiler zam yapamayacakları gibi, bir süre sonra mevcut fiyatları aşağı çekmeye başlarlar...
Ben de bu arada ihtiyacım olan ürünü satın almayı erteler, daha düşük fiyattan satın alırım...".
Bu tedbirleri erken alan hükümetler fiyat artışlarıyla ve haliyle hayat pahalılığıyla mücadeleyi başarır...
Nitekim ABD ve AB ülkeleri böyle başardılar...
Şu an ABD'de yıllık enflasyon 3.25...
Yıllık faiz ise 5.25-5.50 aralığında...
Bazı ülkelerde ise...
Fiyatlar artma eğilimine girdiği halde...
Ekonominin başındaki tek adam:
"Bunların kafaları basmaaazzz...
Nas var nas...
Sana bana ne oluyor...
Ben ekonomistim...
Faiz sebep, enflasyon neticedir" diyerek...
Faiz oranlarını:
Enflasyon oranlarının yüzde 80 daha altına çeker...
İşte o zaman...
Zurna "zırt" bile diyemez...
Altında buzağı aranan dananın ise:
Kuyruğu kopar...
Sözü Merkez Bankası'na getireceğim...
Dün MB Başkanı faiz oranlarını sabit tuttuklarını açıkladı...
Doğru yaptı...
Ey güzel insanların bazıları...
Yani:
Mehmet Şimşek'in samimi çabalarına ve Merkez Bankası faiz politikasına destek verdiğim için bana öfkelenip:
"Tayyipçi mi oldun" diyerek, vicdanımı gagalayanlar...
Lütfen...
Bana, 1 Ekim 2024'e kadar:
Anlayış gösterin...
Günün sözü"Anayasa, 'Devlet Korkusu'nu temel almıştır; tüm yasalar, tüzük ve yönetmelikler bu temel anlayış üstüne oturtulur. Devlet yöneticilerinin çevresini 'Evet Efendimciler!' kuşatmıştır...".
Doğan Cüceloğlu
MİLLETİN FELÂKETİHitler ne yaptı nasıl yaptı da her girdiği seçimi kazandı..
Çok basit:
Çok yalan söyledi...
Rakiplerini:
Düzmece, gerçek olmayan, uyduruk haberlerle karaladı...
Onları hapse attı...
Öldürttü...
Sabah söylediğinin tam tersini öğleden sonra...
Öğlen söylediğini inkâr eden bir başka konuşmayı akşam yaptı...
Eğer yaptığı bir yatırım varsa onu:
"On yatırım" gibi gösterdi...
Ve...
Halkın büyük bölümü...
Bu kirli ve acımasız adamın hitabetinin ve yalanlarının cazibesine kapıldı...
O da...
Halk çoğunluğunun ve üst düzey bürokrasinin zafiyetlerini:
Ustaca sömürdü...
Bu arada aydınları hakir gördü...
Alay etti...
Onlarla kalabalıklar arasında bir uçurum açmaya çalıştı...
Böylece...
Tepki gücü zayıflayan millet:
En temel hak ve hürriyetlerini bile kaybetti...
Almanlar, acı gerçeği kavradıkları zaman iş işten geçmişti...
Demek istemem o ki canlarım:
Demokratik anayasal düzenin korunmasında aydınların daima uyanık bulunması...
Halkı uyararak onun aldatılmasına engel olması şarttır...
Zira...
Aydınların:
İktidarların, ilk bakışta önemsenmeyen...
"Ufak kusur" olarak görülen haksızlıkları karşısında susması:
Rejimin sonu, milletin felâketi olur...
MUHALEFET, MİLLETİN VE ÜLKENİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORSABirinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanlar yeni bir anayasa hazırladılar:
"Weimar Anayasası...".
O anayasa halen:
"Dünyanın en mükemmel hukuk anıtlarından biri" olarak anılıyor...
Ve fakat...
İşte o mükemmel anayasaya rağmen...
Hitler:
O anayasa döneminin Almanya'sından çıktı...
Dünyanın gelmiş geçmiş:
En acımasız...
En despot...
En faşist devlet başkanlarından biri olarak kabul edilen Hitler:
Damardan hitabet yeteneğiyle Alman milletini kandırdı...
"Dünyanın en mükemmel hukuk anıtlarından biri" olarak kabul edilen Weimar Anayasası'nı balyozlarla parçaladı...
Ve...
Hem kendi milletini...
Hem tüm dünyayı:
Büyük bir felâkete sürükledi...
Peki...
Hitler o "tekilci ve keyfî" idaresini sürdürürken...
Alman bürokrasisi ve halkı ne yaptı..
Bu soruya Alman bürokrasisi ve halkı için:
"Hiçbir şey yapmadılar" diye cevap verebilirim ama...
Alman aydınları için aynı şeyi söyleyemem...
Alman aydınları ölümleri, sürgünleri göze alarak Hitler'le mücadele ettiler...
Ancak:
Ordu, emniyet ve yargı:
Hitler'in iki dudağından çıkacak talimatlara bakıyordu...
Çünkü...
Hitler, Alman generallerinin...
Alman polis müdürlerinin...
Ve Alman yargıçlarıyla savcılarının vicdanlarını da sadakatlerini de:
Satın almıştı...