Sağcı siyaset, çevresel sorunları da beraberinde getiriyor...

Dünkü SÖZCÜ'de, Erdoğan Süzer imzasıyla yayımlanan haberin başlığı şöyleydi:

"Torpilli villalar için ormana kıydılar...".

İktidar, Beykoz'da ormanlık alana yapılan kaçak 26 havuzlu lüks villayı yıkmak yerine...

Kaçak villaların olduğu araziyi:

"Orman alanı" dışına çıkarmıştı...

Haberi okuduktan sonra bir kez daha anladım ki:

Sağcılar, en deli canlı türü...

İnsan hakları, demokrasi ve hukuk konularında sınıfta kalan "sağcı" siyaset...

Sokak hayvanları ve çevre konularında da:

Geri geri koşuyor...

Çevre bilinci, günümüz, gelişmiş dünya ülkelerinde giderek artarken...

AKP-MHP iktidarının:

Çevreyi yok etmekte ısrarlı ve kararlı politikaları, bütün hızıyla devam ediyor...

Yeşile ve (Doğadaki ortaklarımız) diğer tüm canlı türlerine adeta düşman olan AKP-MHP iktidarının bu, "doğa düşmanlığı":

Giderek daha da pespayeleşen...

Sandıktan aldığı gücü kişisel çıkarları ve servet artırımı için kullanan sağ siyasetin:

En çirkin yüzünü gözler önüne seriyor...

Oysa canlarım...

Ana ilkeleri:

Doğanın korunması...

Doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve...

Çevreye duyarlı bir yaşam tarzının benimsenmesi olan "çevrecilik" kavramı...

Gelişmiş dünya ülkelerinde her geçen gün daha çok önem kazanıyor...

Özellikle şehirleşmenin hızla arttığı günümüzde yeşil alanların önemi de bir o kadar daha artıyor...

Ancak...

Kentlerdeki beton yığınları arasında, insanlara doğayla buluşma ve dinlenme fırsatı sunan bu alanlar:

AKP-MHP arasında kurulan bu çıkar ortaklığı tarafından yok ediliyor...

Unutmayınız ki:

Bu yeşil alanlar sadece estetik bir görüntü sağlamakla kalmıyor...

Aynı zamanda...

Çevrenin korunması...

Ekosistemin dengede kalması ve...

İnsan sağlığının korunması için de büyük önem taşıyor...

Sözümün özü canlarım:

İstanbul halkının "çevreci felsefeye sahip" bir yerel yönetim seçmiş olması:

Sağcı politikacıların dünya malına olan düşkünlükleri yüzünden:

Gri ve monoton bir yapıya bürünürken...

Çevresel sorunları da beraberinde getiriyor...

GÜNÜN SÖZÜ

"Türkiye durmaksızın doğuya giden bir gemidir. Bazıları bu geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batıya gittiklerini sanırlar...".

Filozof Celâl (Sakallı) Yalınız

ONLAR ANLAMAZ

Sokak röportajında konuşan emekçi kadın şöyle dedi:

"30 tane koyunu götürebilmek için bir tutam ot yeter... Bir tutam otu 30 koyuna gösterdin mi de gelir, 300 koyuna gösterdin mi de gelir peşinizden...".

Bu felsefi durum tespitini herkes anlar da sadece:

"Koyunlar" anlamaz...

Anladıkları gün de zaten onlara:

"Koyun" demeyeceğiz...

MİLLİYETÇİLİK TEHLİKESİ

Despina Vandi isimli Yunan şarkıcı:

Atatürk resmi ve Türk Bayrağı'nın indirilmesini isteyince: