Orta direk yaratmak için başbakan olmuştu

Yıl 1986...

Turgut Özal başbakan, ANAP tek başına iktidar...

Petrol fiyatları varil başına 25-26 'dan 10 dolara kadar düşüyor...

Türkiye için büyük fırsat...

Ancak...

Buna rağmen Türkiye'de yıllık enflasyon 30'un üzerinde seyrediyor...

Bu yüksek enflasyon, OECD'de Türkiye ekonomisi adına endişe yaratıyor...

Ve...

OECD, 1986 yılı Türkiye ekonomisi için hazırladığı raporda:

Petrol ve hatta hammadde fiyatlarındaki düşüşe rağmen:

Bu yüksek enflasyona dikkat çekiyor...

Rapor, Başbakan Turgut Özal'ın canını sıkıyor...

Çünkü...

Tam da ara seçimlere giderken bu rapor muhalifleri gaza getirirken...

İktidar milletvekillerini ve ANAP'lı seçmenleri üzüyor...

Raporda, yüzde beşlik reel büyüme hızının Türkiye'deki işsizlik sorununu çözmeye yetmeyeceğine işaret ediliyor...

Açıkça söylenmese de...

Yüksek işsizlik düzeyinin, demokrasinin sürdürülmesinde sıkıntı yaratabileceği ima ediliyor...

Yüksek düzeyde yapısal işsizliğin zaman içinde giderek aşağıya çekilebilmesi için:

Ekonominin güçlü bir yatırım atağına geçmesi...

Dengeli ve sürekli bir büyüme sağlaması gerektiği belirtiliyor...

Ama nasıl..

Ve hangi kaynakla...

Rapor, yapısal reformları hatırlatıyor...

O reformlar yapılmadan yatırımlara hız vermenin, büyümeyi sağlamanın ve işsizliği önlemenin imkânsızlığına dikkat çekiliyor...

Ekonominin yapısal yetersizliğine rağmen yatırımları artırmanın...

Büyümeyi daha yukarı taşımanın...

Ve işsizlik oranını düşürmenin:

Enflasyonu hızlandıracağı...

Dış dengeyi olumsuz etkileyeceği ileri sürülüyor...

Ekonominin yapısal özelliklerini fiyatlar üzerinde baskı yaptığının kabul edildiği ancak...

Hükümetin yüksek düzeyde kamu yatırımlarını gerçekleştirmek için ekonomiye aşırı miktarda likidite enjekte edişinin...

Enflasyonun 30'larda kalmasını bile zorlaştıracağı belirtiliyor...

Peki...

24 Ocak 1980 kararlarını alan ve uygulayan bürokratteknokrat Turgut Özal:

Yapısal reformları yapıyor mu..

Parasal genişlemeye son verebiliyor mu..

Evet, bildiniz...

Bu defa...

TeknokratBürokrat Turgut Özal değil...

Siyasetçi Özal devreye giriyor...

Seçimleri bir kez daha kazanabilmek için:

Yapısal reformlardan vazgeçiyor...

Parasal genişlemeyi tetikliyor...

Sonuç:

Enflasyon düşmek bir yana daha da yükseliyor...

Nereye geleceğim anlaşıldı...

Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetimi:

Turgut Özal'ın 1986'daki...

Çiller'in 1994'teki...

Ecevit-Bahçeli-Yılmaz ortaklığının 2001'deki yanlışlarını tekrar ediyor...

Buna rağmen:

"Enflasyon düşecek" demek...

Hayal değil, rüya satmaktır...

Günün sözü

"Küçük bir delik gemi batırır...".

Benjamin Franklin

KAÇIŞ YOK...

Türkiye yüksek enflasyonla, Başbakan Adnan Menderes'in popülist ekonomi politikaları nedeniyle tanıştı...

Menderes'in "devamcısı" olarak bilinen Demirel'in 1965-1971 yılları arasındaki 6 yıllık başbakanlığındaysa:

Yıllık 5 enflasyon, 7 büyümeyle harikalar yarattı...

Ve 1973'e gelindiğinde...

Bu defa "Solcu Ecevit-sağcı Erbakan" ortaklığında, yüzde yüzü aşan fiyat artışları milletçe canımızı yaktı...

Hele 1978-1979 sosyal demokrat Ecevit iktidarı:

Türkiye'yi 3 haneli enflasyonun ana vatanı haline getirdi...

24 Ocak 1980 kararlarıyla durdurulan fiyat artışları...

1986 yılına gelindiğinde yine baş göstermişti...

Yıllık enflasyon oranı, 30'un üzerine atmıştı kendini...

Uzun süre çift haneli rakamlarda seyreden enflasyon:

Çiller'in başbakanlığı döneminde (1993-1995) bir kez daha 3 haneli rakamları gördü...

Ecevit'in son başbakanlığında yıllık enflasyon bir yıl (2001) yine 3 haneli devam ederken...

Kemal Derviş'e emanet edilen ekonomi yeniden:

Rayına girdi...

2002 enflasyonu 29.7'ye geriledi...

Ve...

Cumhuriyet Türkiye'sinin "en popülist" politik lideri Siyasal İslâmcı Erdoğan döneminde yine:

3 haneli rakamlara yükseldi...

Ve yine:

"Sıkı para politikası" uygulamasına mahkûm kaldık...

Şimdilik henüz başlamadı ama...